İkinci Dünya Savaşı'nda, zekayı arttırmak için toplama kamplarındaki hamile kadınlar üzerinde steroit kullanmış. | Open Subtitles | في الحرب العالمية الثانية إستعمل المنشطات على النساء الحوامل بمعسكرات الإعتقال في محاولة لتعزيز الإستخبارات |
Farklılıklarımızı ve kişisel güç mücadelelerimizi, Goa'uld'u güçlendirmek ve hakimiyetimizi tehdit edenlere karşı üstünlüğümüzü sağlamak için bir kenara bırakmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نضع جانبا خلافاتنا وتصارع الأفراد من أجل السلطة لتعزيز قوة الجواؤلد وضمان سيادتنا |
Böylesi önemli günler, birleşmeleri güçlendirmek için iyi birer fırsattır. | Open Subtitles | تعرفين في مناسبات كهذه غالبا تكون فرصا كبيرة لتعزيز التحالفات |
Aklımda doğru kalmışsa köpek gücünü artırmak için meteor taşını steroidle karıştırıyorlardı. | Open Subtitles | إن لم تخني ذاكرتي كانوا يمزجون صخور النيزك بالستيرويد لتعزيز قوة الكلاب |
Bu bağışıklık sistemini güçlendiren bir bileşik ve aşırı üretimi seni Promisin'e karşı dirençli hale getirdi. | Open Subtitles | انه مركب لتعزيز نظام المناعة إفراط إفراذه يجعلك تقاوم البروميسين |
Bunlar Be-song ve Je-cheon 'daki satışlarla alakalı promosyon planları ve promosyon bölümüne verilen broşürler. | Open Subtitles | هذه هيّ الجداول لتعزيز المبيعات __من أجل إن بي سونغ ،جي شون و الكتيبات التي ووزعت عند مكاتب الترويج |
Buna aldırmıyorum, kendimi yükseltmek için burda değilim ya da Carcharias'ı. | Open Subtitles | أود تجاهله. أنا لست هناك لتعزيز نفسي, أو كارتشارس |
Yediklerini desteklemek için geyikler tuzlu yosunla beslenmek için kıyıya gelmeli. | Open Subtitles | لتعزيز غذاءهم، تضطر الغزلان بلوغ الشاطىء لتقتات على عشب البحر المالح |
Bu evlilik ikimizin de halkını kuvvetlendirecek. | Open Subtitles | هذا الزواج لتعزيز علاقة شعبينا |
O yüzden kötü yanımı geliştirmesi için yoğunlaştırılmış sinirsel artırıcı bir alet yaptım. | Open Subtitles | لِذا ، لقد بنيت مركز لتعزيز الجهاز العصبي صممته لأعطي دفعة لجانبي الشرير |
İşbirliğimizi sağlamlaştırmak için arkamızda duracağını söylediğinde bunu içten gelerek söylediğini sanmıştım. | Open Subtitles | حين قلت إنك ستبقى في الخلف لتعزيز الاتفاق الجديد حسبت أن هذا الأمر يعني شيئاً ما |
Ve organizasyonel anlamda, kuşaklar arası bilgi alışverişini teşvik amaçlı koşulları nasıl oluşturursunuz? | TED | وكمنظمات، كيف يمكنكم خلق الظروف لتعزيز تدفق الحكمة بين الأجيال؟ |
Bu kampanya, yerli oto sahiplerinin... kişisel güvenlerini arttırmak için düzenlenmiştir. | Open Subtitles | نعم سيّدي، إنّها مصمّمة لتعزيز ثقة المواطن بشراء سيارة محلية |
Patlamanın yarıçapına bakacak olursak bombanın kapsama alanını arttırmak için roket yakıtı eklenmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | و نظرا لمساحة الانفجار تبدو كبعض الوقود المضافة استخدمت لتعزيز بصمة الجهاز |
Gezegenin en iyi veri bilimi ürününü geliştirerek daha sürdürülebilir bir çevre sağlamak için yola çıktık. | Open Subtitles | حاولنا الاستعانة بأقوى البيانات المتوفرة على هذا الكوكب لتعزيز الاستدامة البيئية |
Barışı sağlamak için beni Tanrı görevlendirdi. | Open Subtitles | أنا في مهمة إلهية لتعزيز السلام |
Sabah erkenden, kahvaltıdan hemen sonra, küçük bir tımarlamayla dostluğu güçlendirmek için en iyi zamandır. | Open Subtitles | الصباح الباكر، بعد الإفطار هو أفضل وقتٍ لتعزيز الصداقات، مع قليل من الإستمالة |
Fakat şirketler anlaşılır bir şekilde kendi ticari çıkarlarını artırmak için hareket eder, ve bunu bazen ortak faydanın altını oymak, bazen de desteklemek için yaparlar. | TED | لكن من المفهوم أن الشركات تعمل لتعزيز مصالحها التجارية، وهم يفعلون ذلك أحياناً إما لتقويض أو تعزيز الصالح العام. |
İşe yaramıyor. Alıcıları artırmak için elimden gelen herşeyi yaptım. | Open Subtitles | لا فائدة، فعلت كل ما أستطيع لتعزيز أجهزة الاستشعار |
Yani seks insan iletişimini güçlendiren bir duygu? | Open Subtitles | إذن ممارسة الجنس كوسيلة للـ، آه، لتعزيز التواصل الإنساني فكرة بالية؟ |
Çin Halk Kurtuluşu, 3 Başkan Kumanda federasyonu, Çin KMT promosyon Demokrasisi | Open Subtitles | "رابطة الشعب الصيني للخلاص الوطني"، "المبادىء الثلاثة للإتحاد الشعبي الفيدرالي" "جمعية الكومينتانغ الصيني لتعزيز الديمقراطية"، "حزب المصلحة العامة الصيني"، "حزب جيو سان" |
Wing Chun sanatını yükseltmek için dövüş sanatları okulu açacağım. | Open Subtitles | أود أن أنشئ مدرسة لتعليم فنون الدفاع عن النفس لتعزيز "وينغ شان" |
İç sebeplerden, kendiliğinden zaten olan onarmaları desteklemek için yöntemler bulmalısınız. | TED | ببساطة أنت تحتاج أن تجد طرق لتعزيز العلاج الذاتي والتلقائي، الذي يحدث بأية حال. |
Sanırım aramızdaki bu yeni bağı kuvvetlendirecek bir yol var. | Open Subtitles | -أظنّ هناك وسيلةٌ لتعزيز الرابطة بيننا . |
Sophia'ya votka ve kızılcık suyu, idrar yolu sağlığını geliştirmesi için. | Open Subtitles | تريد "صوفيا" الفودكا مع التوت البري لتعزيز صحة المسالك البولية. |
Bundan bahsetmişken ipleri vermeden önce şirketin geleceğini sağlamlaştırmak için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | بما أنك ذكرت الأمر الآن قبل تسليم سلطتك هناك شيء باستطاعتك فعله لتعزيز مستقبل هذه الشركة |
İletişimin gücünü ve işbirliği ihtiyacını teşvik etmek için ben kendi payıma düşeni yapıyorum. | TED | أقوم بدوري لتعزيز قوة المحادثات والحاجة للتعاون. |