Günün sonunda bir hemşire gelip taburcu kağıtlarınızı verecek. | Open Subtitles | نعم. الآن، وسوف تكون ممرضة في في نهاية اليوم لتعطيك أوراق التفريغ الخاص. |
Yoksa seni kurtarmak için bedava para verecek güzel bir kadın yok muydu? | Open Subtitles | لا توجد سيدة جميلة لتعطيك مالاً مجاناً لتنقذك؟ |
Sana bedava süt verecek bir striptizci varken, gidip de bir inek alma. | Open Subtitles | لا تشتري بقرة إن كان بإمكانك شراء المرضعة لتعطيك حليباً بالمجان. |
Ponyboy... Hemşireden bu kitabı sana vermesini istedim ki, bitirebilesin. | Open Subtitles | بوني بوي, لقد سألت الممرضة لتعطيك تلك الكتب |
Ona yazıp sana iyi bir yer vermesini isteyeceğim. | Open Subtitles | لذلك ، أنا أكتب له ، أقول له لتعطيك نقطة جيدة . |
Tabii annenin asla almamış olduğu eğitimi sana vermek için kıt kanaat geçindiğini hatırlayana dek. | Open Subtitles | نعم، حتى أن نتذكر أن يكشط أمك من قبل لتعطيك التعليم الذي حصلت أبدا. |
Hatta tanrıların bile sana verecek zamanı yok. | Open Subtitles | -و لا حتى الالهة لديها الوقت لتعطيك اياه |
Güzel, sekreterim size adresi verecek. | Open Subtitles | جيد، سكرتيرتي ستتصل بك لتعطيك العنوان |
Ben hemşireyi çağırayım o sana biraz merhem ve bir de emici verecek. | Open Subtitles | حسنا، لذلك، أنا سوف اجضر ممرضة لتعطيك بعض المرهم و... مصاصة. |
verecek bir ödülüm yok fakat... | Open Subtitles | ليس لدي أي مكافأة لتعطيك... |
Baba, patronumdan mahkemede sana dokunulmazlık vermesini istedim. | Open Subtitles | يا أبي، أنا ذهبت إلى مدرب بلدي، وسألته لتعطيك حصانة من الملاحقة القضائية . |
Ve kafanda kurduğun Gina'nın sana izin vermesini bekliyorsun. | Open Subtitles | و لقد كنت تنتظر صديقتك (جينا) الخيالية لتعطيك بركتها |
Sizin kadın atalarınız, size bir ses vermek için mücadele etti. | Open Subtitles | أنا الصراخ من الشرفة! أسلاف من الإناث قاتل لتعطيك صوتا. |
Sana Boston'u vermek için buraya geldi. | Open Subtitles | انها هنا لتعطيك بوسطن. |