Olanları beğenmiyorsak, değiştirmek bizim elimizde. | TED | إذا لم يعجبنا ما يجري، فالأمر متروك لنا لتغييره. |
Çünkü binlerce yıldır böyle ve değiştirmek için bir sebep görmüyorum. | Open Subtitles | لان ذلك متعارف عليه منذ الاف السنين و لا يوجد سبب لتغييره |
Çünkü o aptal ayı her ise Yani, sonra etrafında olmak büyülü bir yolu var olmalı, bunu değiştirmek için bir yol, onu değiştirmek için bir yol. | Open Subtitles | أعني ، لو كان هذا كله من هذا الدب الغبي إذاً يجب أن يكون هناك طريقة سحرية حول هذا . طريقة لتغيير الدب ، طريقة لتغييره هو |
Ya durumu değiştirmeye çalışıp kendini yorarsın ya da uyum sağlarsın. | Open Subtitles | اما دفع نفسك الى الجنون في محاولة لتغييره أو التكيف مع الامر. |
Tarihi kaydetmek yerine sihrini kullanarak onu değiştirmeye çalıştı. | Open Subtitles | توقّف عن تدوين التاريخ وبدأ باستخدام السحر لتغييره |
İşte bunun değişmesi gerek ve sen de değiştirmeme yardım edeceksin. | Open Subtitles | ويتعيّن تغيير ذلك، وستساعدينني لتغييره. |
Chuyongdae'nin gücü, dünyayı korumak için kullanılmalıydı, değiştirmek için değil. | Open Subtitles | قوة شايونغيندي ينبغي أن تستخدم لحماية العالم ليس لتغييره |
Yalan yere yemin etmeye karar verdiyse bunu değiştirmek için, şu an yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | إذا كان قد قرر تكذيب نفسه , فليس بإستطاعتنا فعل أي شيء لتغييره |
Olan oldu ve bunu değiştirmek için yapabileceğin bir şey yok ama bu gece tam on kişinin hayatını kurtardın. | Open Subtitles | لقد حدث و لا يمكنك فعل شيء لتغييره و لكنك أنقذت عشر أرواح في تلك الليلة |
Geleceği gördünüz mü ve kendinizi değiştirmek için gücü yok. | Open Subtitles | يمكنك أن تري المستقبل لكن لا حيلة لكِ لتغييره |
Sana verdiği berbat ismi değiştirmek zorunda kaldığın baban. | Open Subtitles | الذي أسماك إسماً قبيحاً حتى إضطررتي لتغييره |
Açıkçası, arkana bakmak istememiştim. Sen herşeysin, Bu servisi değiştirmek için geldim. | Open Subtitles | بصراحه لم أود عودتك إنك تمثل كل ما أتيت لتغييره |
Ve eğer ben bunu değiştirmek için bir şey yapmazsam dünya değişmeyecek. | Open Subtitles | والعالم سوف لن يتغير, اذا انا لا افعل شيئا لتغييره. |
Hayatımı seviyorum, ve değiştirmeye hazır değilim. | Open Subtitles | أنا أحب حياتي على ما هو عليه، وأنا لست على استعداد لتغييره. |
değiştirmeye zamanın var mı? | Open Subtitles | هل لديك وقت لتغييره |
Bunu değiştirmeye vaktim olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي وقت لتغييره. |
İşte bunun değişmesi gerek ve sen de değiştirmeme yardım edeceksin. | Open Subtitles | ويتعيّن تغيير ذلك، وستساعدينني لتغييره. |