Belki temsilcinizin önerisini önemsemelisiniz, cevabınız üzerinde düşünmek için ek zaman alın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تتبع نصيحة محاميتك خذ وقتاً إضافياً لتفكر في ردك |
Belki temsilcinizin önerisini önemsemelisiniz, cevabınız üzerinde düşünmek için ek zaman alın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تتبع نصيحة محاميتك خذ وقتاً إضافياً لتفكر في ردك |
Sunulan bu fırsatı düşünmek için zamanın var. | Open Subtitles | ساعطيك دقيقه لتفكر في هذا الامر و اعتبر القضيه كما قدمتها لك |
Bunu düşünmek için hiçbir şeyin olmadığı bir yerden iyisi var mı? | Open Subtitles | واي مكان آخر لتفكر في هذا ولكن أين هذا ... لا شيء |
İyice düşünmen için. | Open Subtitles | لتفكر في الامر لكن إذ لم أحصل على ما أريد |
Böyle bir şeyi düşünmek için çok iyi bir şakacı olmak gerekir ve ben öyleyim. | Open Subtitles | لا بد أن تكون أفضل صانع مقالب في التاريخ لتفكر في شيءٍ كهذا |
Sanırım bunu düşünmek için zamana ihtiyacın var. | Open Subtitles | أعتقد أنك تحتاج وقت لتفكر في الموضوع. |
Dostlarınızı düşünmek için kendinize ayırabileceğiniz bir zaman. | Open Subtitles | انه وقت تمنحه لنفسك لتفكر في اقربائك |
Ve senin de bu konuda düşünmek için biraz daha zamanın olacak. | Open Subtitles | و سأمنحك بعض الوقت لتفكر في وضعنا |
Ve senin de bu konuda düşünmek için biraz daha zamanın olacak. | Open Subtitles | و سأمنحك بعض الوقت لتفكر في وضعنا |
Ama bunu düşünmek için kendine zaman ver. | Open Subtitles | لكن خذ الوقت الذي تحتاجه لتفكر في الأمر |
- Richard'ı düşünmek için. | Open Subtitles | هي تذهب هناك لتفكر في ريتشارد |
Belki Bunu düşünmek için zamana ihtiyacım vardır? | Open Subtitles | أتريد بعض الوقت لتفكر في هذا؟ |
Teklifimi düşünmek için bir gecen vardı. | Open Subtitles | لقد حظيت بليلة لتفكر في عرضي |
Ned, bunu düşünmek için 8 ayın vardı. | Open Subtitles | (نيد)، كان لديك ثمانية شهر لتفكر في هذا |
Rackham, fikrini değiştirmezsen düşünmen için seni revire postalamamızı söyledi. | Open Subtitles | يقول"راكام"إن لم تغير رأيك, سنرسلك إلى المشفى لتفكر في الأمر. |
Bunu düşünmen için seni yalnız bırakayım. | Open Subtitles | سأتركك لتفكر في ذلك |