"لتقلقي" - Traduction Arabe en Turc

    • endişelenecek
        
    • Endişe
        
    • endişelenme
        
    • gerektirecek
        
    • endişelenmene
        
    • endişeleneceğin
        
    • etmene gerek
        
    Onun yakınına bile yaklaşmayacaksın, endişelenecek hiçbir şey yok yani. Open Subtitles ،ليس عليك الإقتراب منها بتاتًا ولهذا لا شيء لتقلقي حياله
    Sana söyledim. Yakında taşınıyoruz. endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles أخبرتكِ أننا سننتقل من هنا لا يوجد شئ لتقلقي من أجله
    Değerli eşyalarınız için endişelenecek zamanımız hiç yok. Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لتقلقي بشأن أشيائكِ الثمينة
    Colin yüzünden endişelenmenizde haklısınız ama umarım benim için Endişe etmezsiniz. Open Subtitles لديكِ حق لتقلقي بشأن كولن، لكن أتمنى أن لا تقلقي بشأني.
    Kardeşinin huzura erdiğini biliyorsun. Bu nedenle endişelenme gereği duymuyorsun. Open Subtitles اعلمي أنّ أخاك في سلام وأنّه لا داعي لتقلقي عليه
    Kafanı takmanı gerektirecek bir şey yok. Senin sorunun değil. Open Subtitles لا داعي لتقلقي انه ليس من شأنك
    Bu konu hakkında endişelenmene gerek yok onun füzelerine karşı tamamen duyarsızım. Open Subtitles أهلا .. لايوجد شئ لتقلقي منه أنا ممتنع تماماً عن ثدييها
    Dermatologun endişeleneceğin bir şey olmadığını söylemedi mi? Open Subtitles ألم تقل طبيبة الجلدية أنه ليس هناك شيء لتقلقي بشأنه؟
    Diyelim ki, belki de bu konularda Endişe etmene gerek yoktur. Open Subtitles حسناً ، ماذا لو قلت لك أنك لا داعي لتقلقي حول أي من ذلك؟
    Güven bana, kızım, endişelenecek hiç bir şey yok, tamam mı? Open Subtitles ثقي بي يا فتاة، لا شيء لتقلقي بشأنه حسناً
    Kokainin aklı bulandırması, endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ,إنه عته يسببه الكوكايين لاشيء لتقلقي حوله
    Kokainin aklı bulandırması, endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ,إنه عته يسببه الكوكايين لاشيء لتقلقي حوله
    Bak, işte geldi, endişelenecek hiçbir şey yok. Open Subtitles أرايتِ؟ ها نحن ذا, لا يوجد شيء لتقلقي بشأنه
    endişelenecek kadar bilincin yerinde, bence iyi olacaksın. Open Subtitles أنتِ مُدركة كفاية لتقلقي و بالنسبة لي ، ستكون على ما يرام
    Neden hep endişelenecek bir şeyler buluyorsun? Open Subtitles لمَ تبحثين دوماً عن أشياء لتقلقي بشأنها؟
    Endişe edilecek bir şey yok, sadece partiniz için odayı temizliyoruz. Open Subtitles لا شيئ لتقلقي حياله، نحن نخلي الغرفة وحسب من أجل حفلتكِ
    Muhtemelen artık çalışmadığı içindir, ama benim için endişelenme. Open Subtitles ربما لأنها لم تعد تعمل لم يعد هناك سبب لتقلقي علي
    Hayır. Endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. Open Subtitles كلاّ، هذا لا يعنيكِ لتقلقي بشأنه
    Tanrım, ağrı kesicin bitmek üzere. Ama endişelenmene gerek yok. Open Subtitles يا للسماء، بدأ مفعول مزيل ألمك بالانخفاض، وكما لو أنه ليس لديك الكثير لتقلقي من أجله
    Anna, Anna. Kutlayacağın bir an şu an, endişeleneceğin zaman değil. Open Subtitles آنا)، (آنا)، هذا الوقت لكي) تحتفلي به، وليس لتقلقي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus