Gözlerimiz, gürültülü bir verideki modelleri algılamakta pek iyi değil fakat makine öğrenimi algoritmaları bunu yapmak için tasarlanır. Bu yüzden, Christy'nin gerçek zamanda neye baktığını yorumlayabilmek için birçok resim ile veriyi alıp girişini yapıp bir bilgisayarı eğitebilir miyiz? | TED | الآن، عيوننا ليست بتلك الجودة في التقاط الأشكال من بيانات مشوشة، ولكن آلة تتعلم الخوارزميات مصممة لتقوم بذلك فحسب، إذًا هل نستطيع أخذ العديد من الصور والبيانات وتغذية حاسوب وتدريبه ليكون قادرًا على تفسير ما تنظر إليه كريستي في الوقت الحقيقي؟ |
Kendimizi bu fırsatlara açıyoruz, ve bu odada kilit rol oynayanlar ve teknoloji var, bunu yapmak için eşsiz şekilde konumlandırılmış kilit roldekiler, sistemleri ölçeklendirmek ve birlikte yansıtmak için. | TED | ننفتح على تلك الفرص وفي هذه الغرفة هنالك أشخاص فعالين في مجال التكنلوجيا مفاتيح تشغيل موضوعة خصيصا لتقوم بذلك لتطوير العمل والمشاريع معًا |
Bence Ella bunu yapmak için doğmuş. | Open Subtitles | أعتقد بأن إيلا خلقت لتقوم بذلك. |
bunu yapmak için gerçekten deli olmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تكون مجنونا حقا لتقوم بذلك |
bunu yapmak için gerçekten deli olmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تكون مجنونا حقا لتقوم بذلك |
bunu yapmak için Melinda Warren'ı geri getirmişler. | Open Subtitles | لقد أعادو ( ميليندا وارِن ) للحياة لتقوم بذلك |
Ella bunu yapmak için doğmuş. | Open Subtitles | إيلا خلقت لتقوم بذلك |
Belki de Hope'u bunu yapmak için çağırmalısın. | Open Subtitles | ربما تتصلين بـ " هوب " لتقوم بذلك |
Kordiseps mantarı sporlarını havaya salar ve bunu yapmak için de bir karıncayı zombiye dönüştürür. | Open Subtitles | فطر (الكورديسيبس) يطلق جراثيمه في الهواء فتحول نملة إلى زومبي لتقوم بذلك |