| o odaya geri gitmeyeceğim. Beni burada öldürmen gerekecek. | Open Subtitles | لن أعود لتلك الغرفة ، عليك أن تقتلنى هنا |
| o odaya geldiğimde nihayet ölebileceğimi sanmıştım. | Open Subtitles | ،عندما وصلت لتلك الغرفة إعتقدت بأنّني مت أخيرا |
| O şey sayesinde o odaya gidebiliyorsun öyle mi? | Open Subtitles | يمكنك الذهاب لتلك الغرفة باستعمالها، صحيح؟ |
| Ya sonun o oda olacak ya da çitlere asılacaksın! | Open Subtitles | إما أن ينتهي مطافك لتلك الغرفة أو مع موتى السياج! |
| Karanlık bir odanın kapısından geçmeye benziyor bir kere o odaya girdiler mi, kimse onlara ulaşamaz. | Open Subtitles | كأنهم يسيرون من خلال الباب لتلك الغرفة الظلماء وحينما يكونوا في تلك الغرفة لا يمكن لأحد الوصول اليهم |
| o odaya bir gece için 109 dolar ödedim. | Open Subtitles | لقد دفعتُ 109 دولار في الليلة لتلك الغرفة |
| O yüzden ofisine girmemiz gerekmiyor, sadece o odaya girebilsek yeter. | Open Subtitles | لذا, ليس من المحتم علينا إقتحام المكتب علينا فقط الدخول لتلك الغرفة |
| Şimdi o odaya giriyorum ve o ihtiyar bunağa bu bankaları soyduğunu kabul ettiriyorum. | Open Subtitles | لذا أنا ذاهب لتلك الغرفة وسأجبر هذا الهرم الخسيس على الإعتراف أمام الكاميرا بسرقته لتلك البنوك |
| Sizi yarım kilometre üstümüzde bulunan o odaya nasıl geri yollarız? | Open Subtitles | كيف سنجعلك تعود لتلك الغرفة المتربعة فوقنا بنصف ميل؟ |
| Gece yukarıdaki o odaya çıkıyoruz, üzerine çıkıyorum ve sana sonsuzu yaşatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نصعد للأعلى لتلك الغرفة ونبقى طوال الليل ونحاول أن نمضي على ذلك طوال العمر |
| - Eğer o odaya hemen girmezsem çocuk ölecek. | Open Subtitles | ـ إذا لم أدخل لتلك الغرفة الآن سيموت ذلك الشاب |
| o odaya bir giriş yolu olsaydı keşke. | Open Subtitles | لو فقط هنالك طريقة للدخول لتلك الغرفة. |
| Hayır, o odaya iniyorum. | Open Subtitles | لا , أنا ذاهب إلى الأسفل لتلك الغرفة. |
| o odaya gerçekten ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة شديدة لتلك الغرفة |
| o odaya gerçekten ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة شديدة لتلك الغرفة |
| Sadece kendisi ve Molly'nin o odaya giriş izni olduğunu söylemişti. Eliot, senlik bir görev var. | Open Subtitles | قال أنّه و(مولي) الوحيدين الذين لديهم صلاحيّة وصول لتلك الغرفة |
| Alvarez ve federellarden başka kimsenin o odaya erişimi yoktu. | Open Subtitles | حسنا، ليس لدى أي شخص الصلاحية للوصول لتلك الغرفة ماعدا (ألفاريز) و الفدرالين |
| Ya sonun o oda olacak ya da citlere asilacaksin! | Open Subtitles | إما أن ينتهي مطافك لتلك الغرفة أو مع موتى السياج! |
| Boktan bir odanın bahanesi olarak Kaptan Dearduff'ı kullanıyorsunuz sanki. | Open Subtitles | يبدو انك تستخدم كابتن "ديردوف" كعذر لتلك الغرفة السيئة |
| Ya da o otel odasına başka birisiymiş gibi adım attıklarını söylüyordu. | Open Subtitles | أو أنهم شخص آخر حين يدخلون لتلك الغرفة. |