| Ama ertesi sabah Florant'ta kahvaltı için buluşabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنك سوف يجتمع لنا لتناول الافطار في اليوم التالي. |
| kahvaltı için çantana bir muz koy. | Open Subtitles | خذ الموز. وضعها في محفظتك لتناول الافطار. |
| Alınma ama burada kahvaltı için hepimizin ayrı yeri var, o yüzden... | Open Subtitles | اذا كنتُ لا تمانع لدينا نوعاً ما أماكن خصيصاً لنا لتناول الافطار , لذا |
| Yeni erkek arkadaşın olduğu için mi kahvaltıya geldi? | Open Subtitles | اذا , هو جاء لتناول الافطار لانه حبيبك ؟ |
| Böylece kendi evinden bizim evimize geldi. kahvaltıya. | Open Subtitles | اذا , هو قاد سيارته من بيته الى بيتنا لتناول الافطار |
| Tamam, artık Kahvaltıda Bloody Mary içilmeyecek! | Open Subtitles | حسنا. لا أكثر ماريز الدامي لتناول الافطار. |
| Üzgündü, korkmuştu, ben de ona biraz dinlenmesini kahvaltı için burada buluşabileceğimizi söyledim. | Open Subtitles | لقد كان مستاء، وخائف لذا قلت له أنه يجب أن يحصل على بعض الراحة وأن نلتقي هنا لتناول الافطار |
| birtanesi kahvaltı için bütün inek yiyebilir. | Open Subtitles | أي واحد منهم يمكن أن تأكل بقرة كاملة لتناول الافطار. |
| Açlıktan ölüyorum. kahvaltı edelim. | Open Subtitles | أنا أتضور جوعاً لنذهب لتناول الافطار |
| - kahvaltı yapmaya gidecektik. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لتناول الافطار. لكن القاعدةَ |
| Bölge polisi senin gibi bir şehir çocuğunun etrafı kurcaladığını öğrenirse kahvaltı niyetine seni yer | Open Subtitles | إذا الشرطة مقاطعة العثور على صبي مدينة مثلك بدس حولها، وسوف يكون لديك لتناول الافطار. استمع، لقد... |
| Dün o ve ben kahvaltı niyetine birkaç bira içiyorduk ve... bu arada o bahsettiğim alkoliklerden biri. | Open Subtitles | لذا، أمس، هو وأنا هي وجود اثنين من البيرة لتناول الافطار و... بالمناسبة، وقال انه هو واحد منهم. |
| Hep beraber kahvaltıya çıksak nasıl olur, iHop eğlenceli olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكننا فقط عن الخروج لتناول الافطار. بيت الصلاة العالمي سيكون من المرح؟ |
| Charlotte kahvaltıya çikolatalı gözleme yapacak. | Open Subtitles | سوف شارلوت جعل الفطائر مع الشوكولاته لتناول الافطار. |
| Vaktin varsa, seni kahvaltıya götürmeyi çok isterim ama. | Open Subtitles | و لكن إذا كنت متفرغة لاحقا فأنا أرغب في أخذك لتناول الافطار |
| kahvaltıya kalamam. | Open Subtitles | لا استطيع البقاء لتناول الافطار. |
| Seni kahvaltıya götürüp özür dilememe müsaade et. | Open Subtitles | دعيني آخُذك لتناول الافطار واعتذر لكِ |
| Silahınla oynamayı bırak ve kahvaltıya gel. | Open Subtitles | - توقف عن اللعب بمسدسك, وتعال لتناول الافطار. |
| O pizza, Kahvaltıda harika olacak. | Open Subtitles | سيكون هذا رائعا البيتزا لتناول الافطار. |
| - Kahvaltıda sevgilimle buluşacağım. | Open Subtitles | اجتماع صديقتي لتناول الافطار. |