Ona elini sürecek olursan, seni buna pişman ederim. | Open Subtitles | إن لمسته ولو بإصبع واحد فلن تجد وقتاً لتندم على ذلك |
Sen de kız kardeşime bir daha bakarsan pişman olacak kadar yaşayamayacaksın! | Open Subtitles | نحن راحلون ، و إذا نظرت لأختي لن تعيش لتندم على هذا الأمر |
Beni dinle, bir çılgınlık ânında yaptığından ve şimdi çok pişman olduğundan eminim. | Open Subtitles | اسمع، إنّي متأكّد أنّها كانت لحظة جنون وإنّها لتندم على ذلك بحُرقة. |
Buna pişman olacak kadar uzun yaşamazsınız. | Open Subtitles | لن تعيش بما يكفي لتندم على ذلك |
Chloe'nin bunu oldukça kibar bir şekilde söylediğinden eminim ama onu incitirsen buna pişman olursun. | Open Subtitles | متأكدة أن "كلووي" كانت مهذبة جداً لتقول لكَ إن لم تعاملها جيداً ستعيش لتندم على ذلك |
Cömert davrandığın için pişman olmayacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | ...وأقسم أنني لم أعطيك سبب لتندم على كرمك |
Bu kararınızdan pişman olacaksınız Bay Mason. | Open Subtitles | سيّد (ميسن)، أنت ستعيش لتندم على هذا القرار |
Buna pişman olacaksın. | Open Subtitles | ستعيش لتندم على ذلك. |
pişman olmanı sağlayacağım! | Open Subtitles | ! سأدعُدك تعيش لتندم على ذلك |
Sonradan çok pişman olacaksın! | Open Subtitles | ! ستعيش لتندم على ذلك |