Fasulye de, mısıra sağlıklı büyümesi için gereken besini verir. | Open Subtitles | فول يعطي الذرة والمواد الغذائية أنها تحتاج لتنمو بصحة جيدة. |
Bir ağacın, birinin kafatasından geçerek büyümesi ne kadar alır? | Open Subtitles | حسناً، كم تستغرق جذور شجرة لتنمو خلال جمجمة؟ |
Tek bir mercan polipi, altında kireç taşı iskeleti bırakacak şekilde tekrar, tekrar ve tekrar bölünebilir. Aynı zamanda güneşe doğru da büyür. | TED | إن سليلة مرجانية واحدة ستنقسم مرة واثنتين وهكذا، تاركةً هيكلًا كلسيًا أسفلها لتنمو باتجاه الشمس. |
Bir beyaz yüksükotu ne kadar sürede büyür? | Open Subtitles | كم المدّة التي تحتاجها نبتة قفّاز الثعلب لتنمو ؟ |
Adına dikilen ağaç, Yad Vashem Dürüst İnsanlar Bahçesi'nde büyüyor. | Open Subtitles | زُرعت شجرة على شرفه لتنمو في "حديقة الصالحين" فى "ياد فاشيم" |
Yeni hücrelerim, bu elementleri güneş altında kalmış bir bitkinin suyu emdiği emiyordu, inanılmaz bir hızla büyümek için tüm enerji çeşitlerini kullanıyordu. | Open Subtitles | خلاياي الجديدة ببساطة تمتص هذه العناصر كنبات يشرب في الشمس تستعمل كل أشكال الطاقة لتنمو بسرعة رهيبة |
Kurbağ yavrusu normalde gelişmek için tatlı su havuzuna ihtiyaç duyar ama bunlar aslında yumurta içinde olgundur. | Open Subtitles | الشراغيف عادة تحتاج برك من الماء العذب لتنمو و لكن هؤلاء حقيقةً ينضجوا بداخل البيضة |
Bitkilerin büyümesi haftaları buluyor. | Open Subtitles | النباتات تأخذ أسابيع لتنمو الميكروبات تأخذ أيام |
Fotosentez ile karbonu emerek bu çiftlikler iklim değişikliğiyle savaşmamızda yardımcı oluyor ve diğer türlerin büyümesi için yaşam alanları yaratırken yerel okyanus asitlenmesini azaltıyor. | TED | من خلال امتصاص الكربون أثناء التركيب الضوئي، تساعد هذه المزارع في مكافحة التغير المناخي، وتخفض من تحمّض المحيطات فيما تخلق مواطن طبيعية لأنواع أخرى لتنمو فيها. |
büyümesi için 100 yıl, kesmek için 12 dakika. | Open Subtitles | 100ـ سنة لتنمو 12ـ دقيقة لـتُـقطع |
Sonra da büyümesi için onu bir kuluçka makinasında pişiriyoruz. | Open Subtitles | وبعدها نستنبتها في حاضنة لتنمو |
- Ama her sene büyür bunlar. | Open Subtitles | إنها دائمة، تعود لتنمو في كل سنة |
"Güçlenerek büyür." | Open Subtitles | "لتنمو بقوة" |
Bir büyüme yöntemi ile orman istediğiniz şekilde büyüyor. | Open Subtitles | أنه أسهل مما يبدو عليه. محلول بسيط للنموّ أخلطه مع أشجار الغابة... لتنمو بالشكل الذي أريد لها أن تنمو عليه... |
Bitki bunu daha sonraları büyümek ve gelişmek için kullanabilir. | Open Subtitles | يمكن للنباتات بعد ذلك استخدام هذا السكر لتنمو وتزدهر. |
Ya da belki böylesine sıradışı bir şekilde yavaş büyümek için kullandıkları mekanizmayı anlarsak bunu kanser hücrelerinde kullanıp hücre bölünmesini yavaşlatabiliriz. | TED | أو ربما إذا اكتشفنا الآلية التي تستخدمها لتنمو بهذا البطء الشديد، سيمكننا تقليدها في الخلايا السرطانية وإبطاء الانقسام الخلوي. |
Yeni bir ufuk arama arzusundan ve büyümek ve gelişmek için yeni bir mekan bulma fikrinden vaz geçmediniz. | Open Subtitles | لم تتخلى عن الفكرة في الوصول إلى الأعلى... في السعي إلى أفق جديد... وإيجاد مساحة جديدة لتنمو وتزدهر. |