Maddie bu fenomeni yeni bir senaryoya genişletmek için ısıyı kullanıyor. | TED | قامت مَادِي باستخدام الحرارة لتوسيع نطاق هذه الظاهرة نحو سيناريو جديد. |
İnsanlar daha uzakları görmek isterse bakış açısını genişletmek için tepeye çıkarlar. | Open Subtitles | عادةً لو أراد الناس الرؤية لمسافة بعيدة فإنهم يتسلقون جبلاً لتوسيع منظورهم |
New York'ta, Robert Moses sıkı bir “karayolunda genişletme kampanyası” başlattı. | TED | ففي ولاية نيويورك، قاد روبرت موزيس حملة عنيفة لتوسيع الطريق السريع |
Empati çemberimizi genişletmeye bizi iten şey akıldır. | TED | المنطق هو الذي يوفر الدفعة لتوسيع دائرتنا من العطف. |
Bu teknolojiyi büyütmek için imalatçılarla çalışmaya başladık ve bugünlerde bazı ürünleri pazara getirmek için onlarla çalışıyoruz. | TED | بدأنا نعمل مع شركات منتجة لتوسيع نطاق هذه التكنولوجيا، ونحن نعمل حالياً معهم لتوفير بعض هذه المنتجات في الأسواق. |
Arkadaş çevremi büyütme fırsatını kaçırmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أفسد هذه الفرصة لتوسيع دائرة أصدقائي |
Bundan hoşlanmam ama işi genişletmem için başka yol yok. | Open Subtitles | أنا لست سعيدا ولكنه وسيلة لتوسيع الأعمال التجارية. |
Costello, Genovese ile anlaşma yaparken Meyer Lansky, Luciano imparatorluğunu ABD'nin dışında genişletecek girişken bir plan hazırlıyordu. | Open Subtitles | (في حين (كوستيلو (يجري صفقات مع (جنوفيس ماير لانسكي) يشرف) على خطة طموحة (لتوسيع إمبراطورية (لوتشيانو |
Fakat hepimiz bu yerel, güçlü ve güçlendirici yaklaşımı genişletmeliyiz. | TED | ولكننا نحتاج جميعًا لتوسيع هذا النهج المحلي القوي. |
Bizkazıyı genişletmek gerekiyor . düzenleyebilir ışıklar bu yüzdengece boyunca çalışabilir . | Open Subtitles | نحن بحاجة لتوسيع دائرة البحث. أهتم بالإضائه حتى نتمكن من العمل ليلا؟ |
Çünkü komşu karınca kolonileri imparatorluklarını genişletmek için sürekli saldırılar düzenler. | Open Subtitles | لأن مستعمرات النمل المجاورة الذي يتطلّع لتوسيع إمبراطوريته يتأهّب للهجوم دائمًا |
Neden? Çünkü bir işi genişletmek için gereken teşvikleri anlamanız için gereken bilgi, insanları, o endüstrideki özel sektör aktörlerini dinlemenizi gerektirir. | TED | لماذا؟ ﻷن المعرفة هي المطلوبة لتفهم والتي تلزمك لتحفزك لتوسيع أعمالك، يتطلب عليك الإسمتاع إلى أشخاص، ممثلي القطاع الخاص في تلك الصناعة. |
Mikro kredi, piramidin altındakilerin finansal erişimlerini genişletmek için çok iyi ve yenilikçi bir yol oldu. | TED | كانت القروض الصغرى جيدة، وطريقة مبتكرة لتوسيع الاستفادة من التمويل لصالح أسفل الهرم. |
Ve cazibenin tehlikelerinden kaçınmak için ve cazibeye karşı duyduğunuz minnettarlığı genişletmek için yollar var. | TED | وهناك طريقة لتفادي خطورة الابهار وطريقة لتوسيع تقديركم لها |
Yağmur sonrası koloni toplanır, yuvalarını genişletmek için ıslak toprağı kullanırlar. | TED | باستخدام السُّم. بعد هطول الأمطار، تجتمع المستعمرة معًا، وتستخدم تربة مبللة لتوسيع خليتها. |
Yarın, şehir merkezini yeniden inşa etmektense, şehri genişletme konusundaki fikrini açıklayacak. | Open Subtitles | غدا , سيعلن خطة لتوسيع المدينة بدلا من إعادة بناء مركز المدينة |
Bu Papa'nın politik baskısını genişletme arayışında olan politik ve dini bir gruptu. | TED | كان هذا فصيل سياسي وديني سعى لتوسيع النفوذ السياسي للبابا. |
John Travolta Kafa Kalınlaştırma ve Yüzüne Kilo Alma Enstitüsü'ndeki yüz genişletme randevuna koşsana. | Open Subtitles | لماذا لاتعجلين وتذهبين لجزء القادم لتوسيع وجهك عند معهد جون ترافلونا لتضخيم الرأس |
Böylece videoyla ufkunuzu genişletmeye devam edersiniz. | Open Subtitles | و فى هذه الطريقة ستتمكن من العودة لتوسيع مداركك من خلال الثقافة التى تشاهدها على الفيديو أو الطريقة البطيئة |
Evet, sınırlarınızı genişletmeye çok heyecanlı bir yatırımcı var. | Open Subtitles | أجل ، لدي مستثمر جاهز ، متحمس جدا لتوسيع نطاق نشاطك |
Ona çamaşırhane şirketini büyütmek istediğini ve yatırımcıya ihtiyacın olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبره أنك تتطلع لتوسيع شركة الغسيل خاصتك وبأنك تحتاج مستثمرين. |
Senfoni'yi büyütme konusunda onu sıkıştırıp duruyordu. | Open Subtitles | وظلت تدفعه لتوسيع الشركة |
Ama karşı cinse adil davranma konusunda biraz ufkumu genişletmem gerekiyor. | Open Subtitles | "ولكن ربما من الإنصاف أن نعدل بين الجنسين, وأنا كنت بحاجة لتوسيع أفقي... |
Costello, suç ailesinin sınırlarını Küba ve California'ya kadar genişletecek olan Luciano'nun planlarıyla ilgileniyordu. | Open Subtitles | كوستيلو) اشرف) (على خطط (لوسيانو لتوسيع امبراطورية عائلة الجريمة من كوبا والى كاليفورنيا |
Arama parametrelerini genişletmeliyiz. | Open Subtitles | نعم, سمعت سنحتاج لتوسيع ثوابت البحث |
Bu güvercin, çoğu posta güvercinin yapmadığı bir şey yapıyor. Manzarasal bir rota takip ediyor. Bu, gerçekten kitabı dört sayfadan daha öteye genişletebilmek için gerekli olduğunu hissetiğim bir araç. | TED | هذا الحمام قد فعل شيئا لم يفعله أكثر الحمام الزاجل: قيامه بأخذ الطريق ذي المناظر الخلابة. وهي الوسيلة التي شعرت بأنها ضرورية لتوسيع نطاق هذا الكتاب في الواقع أربع صفحات تقريبا. |