Eğer bir şirket zehirli atıkları okyanusa para kazanmak için döküyorsa bir çok insan bunu yanlış bir hareket olarak tanımlar güç algılanan bir diğer husussa | Open Subtitles | إذا قامت شركة برمي النفايات السامة في المحيط لتوفير المال, quot; معظم الناس يميزون ذلك بوصفه quot; |
O yüzden para kazanmak için burada çalışıyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا أعمل هنا لتوفير المال |
Sadece para kazanmak için. - Ne? | Open Subtitles | فقط لتوفير المال - ماذا؟ |
Bu sıralar para kazanmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتوفير المال في وقتنا الحاضر |
Hayır. Tek kaset kullanıp, yeniden üzerine çekiyorlar. Tasarruf etmek için. | Open Subtitles | لا، على مايبدو أنه الشريط الوحيد و يسجلون عليه لتوفير المال |
Peki ne yapıyorlar? Para biriktirmek için küçücük alanlara sıkışıp ev paylaşmak zorundalar. ve kendilerine "karınca kabilesi" diyorlar. | TED | فماذا يفعلون؟ يجب عليهم ان يتشاركوا وينحصروا في مساحة محدودة جدا لتوفير المال -- ويطلقون على أنفسهم اسم "قبيلة النمل". |
Moda dünyasında bir gelecek ve üniversite için para kazanmanın yollarını mı arıyorsunuz? Ama bu iş harika. | Open Subtitles | هل تبحث عن وظيفة فى عالم الأزياء وفرصة لتوفير المال لأجل الجامعة؟ |
Tasarruf etmek için metreyi bypass ettim ve UPS hazır olmadan direk beslemeye gittim. | Open Subtitles | لأني تجاوزت المسافة لتوفير المال و ذهبت مباشرة لامدادهم بدون مصدر طاقة غير منقطة |
Evet, bizi götürdüğün dükkanda Tasarruf etmek için ucuz giysiler aldın. | Open Subtitles | نعم، فعلنا المحل. هل اشترى أرخص الملابس، لتوفير المال. |
Tasarruf etmek için kapatılmıştı. | Open Subtitles | وبعد ذلك قاموا بإغلاقها لتوفير المال |
Para biriktirmek için çok çalışıyoruz. | Open Subtitles | أنا و(سوزان) نعمل بكلّ جهدنا لتوفير المال |
Para biriktirmek için bir ev paylaşıyoruz. | Open Subtitles | نشارك المنزل لتوفير المال |