"لحسن الحظّ" - Traduction Arabe en Turc

    • Neyse ki
        
    • İyi ki
        
    • Şansımıza
        
    • Şansıma
        
    • iyi olmuş
        
    • iyi bir şey
        
    • şansına
        
    • Şanslıyız ki
        
    • için gayet uygun
        
    • şans ki
        
    Biliyorum, ama Neyse ki, sen bir kardeşlik kızı değilsin. Open Subtitles أعرف، لكن لحسن الحظّ لستِ فتاةً في أخويّة.
    Ruh halim değişiyor, aşırı stres nedeniyle tuhaf şeyler düşünüyorum. Ama Neyse ki bu çok ender oluyor. Open Subtitles و تفكيرٍ غريب، مصدره الإجهاد الحادّ و هو نادر الحدوث لحسن الحظّ
    Ama iyi ki başaramadı, tamam mı? Bir kadının hayatından bahsediyoruz. Open Subtitles ولكن لحسن الحظّ فلم تنجح، نحن نتحدّث هنا عن حياة امرأة
    Şansımıza geriye yalnızca bir gün kaldı. En iyisi bu seneden ümidi kesip yardım gelmesini beklemek. Open Subtitles لحسن الحظّ لم يتبقّ سوى يومٍ على نهاية الاختبار، فخيرٌ لنا اِنتظار مساعدتهم.
    Şansıma çantamda büyükannemle birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf vardı. Open Subtitles لحسن الحظّ أحتفظ بصورة لي مع جدّتي في محفظتي.
    Şu güvenlik kameralarını taktırmanız gerçekten iyi olmuş. Open Subtitles لكن لحسن الحظّ أنّكَ نصّبت كاميرات المراقبة تلكَ.
    Şimdiye kadar kimsenin zamanda yolculuk olayını başaramamış olması iyi bir şey. Open Subtitles لحسن الحظّ أنّ أحداً لمْ ينجح بهذا السفر السخيف عبر الزمن
    Neyse ki CIA'de bir-iki dostumuz var hala. Open Subtitles لحسن الحظّ لديّ صديقان يعملان بالمخابرات الأمريكيّة
    Neyse ki annemler Cumartesi bebeğe bakabilecek. Open Subtitles لحسن الحظّ والديّ بوسعهم مجالسة طفلنا يوم السبت.
    Hayır. Neyse ki dün gece evde değildi. Open Subtitles كلّا، لحسن الحظّ لمْ يكُن في البيت ليلة أمس.
    Neyse ki o insanlar artık hayatımızda değil. Open Subtitles حسناً، لحسن الحظّ أنَّ هؤلاء النّاس خرجوا من حياتنا كليّاً.
    Neyse ki benim Şansıma, ne kadar çok korkarsan bu zincirler seni o kadar sağlam tutar. Open Subtitles هدرتِها لحسن الحظّ في مصلحتي كلّما زاد خوفكِ اشتدّت متانة هذه السلاسل
    İyi ki bizim diyarda Şükran Günü diye bir şey yok; zira o yemek burnumuzdan gelirdi. Open Subtitles لحسن الحظّ لا نحتفل بعيد الشكر في ديارنا، لأنّ ذلك العشاء سيكون مريعاً
    İyi ki frenlerin bakımını yaptırmışım, canım. Arabanın üzerinde kan olmasından nefret ederim. Open Subtitles لحسن الحظّ لديّ مكابح يا عزيزتي فأنا أكره تلطيخ سيّارتي بالدم
    İyi ki değilim. Yayın sana pek bir faydası dokunmazdı. Open Subtitles لحسن الحظّ ليست هي فالقوس والنشّاب لن ينفعكما
    Şansımıza atalar barlara gitmiyorlar daha çok mezarda keçi kesiyorlar. Open Subtitles لحسن الحظّ أن السالفين ليسوا من محبّي التجوال بالحيّ فهم ميّالون أكثر للمقابر وتضحيات الماعز.
    Şansımıza bahsi geçen evrağı görme fırsatım oldu. Open Subtitles لحسن الحظّ سنحت لي رؤية الملف الذي يعملون عليه.
    Şansımıza adamımız gözlük takıyor. Open Subtitles لحسن الحظّ أنّ رجلنا يضع نظّارات
    Şansıma, olayı biliyordum. Tek ihtiyacım olan, kanıttı. Open Subtitles "لحسن الحظّ كنتُ على دراية باللعبة، كل ما إحتجته هو دليل"
    Kiralandığımız üzere onu babasına teslim etmediğimiz iyi olmuş. Open Subtitles لحسن الحظّ أنّنا لمْ نسلّمه لوالده بحسب ما تمّ تأجيرنا لفعله
    Şimdiye kadar kimsenin zamanda yolculuk olayını başaramamış olması iyi bir şey. Open Subtitles لحسن الحظّ أنّ أحداً لمْ ينجح بهذا السفر السخيف عبر الزمن
    Sen öldün. Ama şansına vücudunda benim kanım vardı. Open Subtitles مُتَّ، لكن لحسن الحظّ كانت دمائي في جسدك.
    Şanslıyız ki, yaşı daha küçük. Ne bizim kim olduğumuz, ne de neyin peşinde olduğumuza dair en ufak bir fikri bile yok. Open Subtitles لحسن الحظّ هي طفلة، ولا تعلم شيئًا عنّا أو عمّا نخطط له.
    İstediğim cevaplara o sahip olduğu için gayet uygun. Open Subtitles لحسن الحظّ أن لديها الإجابات التي أنشدها.
    Sadece bir önsezi iken seni rahatsız etmek istemedim, şans ki yanlışa dönüştü. Open Subtitles بشيءكانمجرّدشعور، لحسن الحظّ اتضح بأنه كان شعوراً خاطئاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus