anlık bir zayıflıktı; biliyor ve anlıyoruz. | Open Subtitles | نفهم أنّ هذا الأمر كان خلال لحظة ضعف |
Sadece bir anlık bir zayıflıktı. | Open Subtitles | لحظة ضعف. أترغب بالمجيء؟ |
"Bir anlık zayıflığıma geldi, benim hakkımda ne düşüneceksin?" diyen şu kadınlardansın. | Open Subtitles | ثم تقولين ، حدث فى لحظة ضعف |
Bu mekanların cazibesi de güçlü bir adamdaki bir zayıflık anı olabiliyor. | Open Subtitles | والأغراء لتلك الأماكن يمكن أن يكون قويا على الرجل في لحظة ضعف |
Bir zayıflık anında onu yok ettiğini söylemiş olabileceğini kabul ediyordu. | Open Subtitles | و بالرغم من ذلك عليه أن يعترف أنه في لحظة ضعف ربما قد قال أن سيود هذا. |
Ama bu adil değil. bir anlık zayıflıktı. | Open Subtitles | أجل،لكن ذلك ليس عادل لقد كان في لحظة ضعف |
Bir anlık bir zayıflıktı. | Open Subtitles | لقد كانت لحظة ضعف |
Bir anlık bir zayıflıktı. | Open Subtitles | لقد كانت لحظة ضعف. |
Bir anlık bir zayıflıktı. | Open Subtitles | لحظة ضعف. |
bir zayıflık anı. | Open Subtitles | تلك كانت لحظة ضعف. |
Bunu bir zayıflık anı olarak düşün. | Open Subtitles | إعتبرها لحظة ضعف |
o kadar insan arasından bir tek sen Bir zayıflık anında aptalca bir karar almanın ne demek olduğunu bilirdin. | Open Subtitles | ستتفهم أرتكاب قراراً أحمق في لحظة ضعف |
Bir zayıflık anında ettim. | Open Subtitles | لحظة ضعف... |
Kendi kendime bir anlık zayıflıktı dedim. | Open Subtitles | أخبرت نفسي بأنها لحظة ضعف |
- Benim için bir anlık zayıflıktı. | Open Subtitles | لقد كانت لحظة ضعف |