Kendi kanunlarına ve Uluslararası İnsan Hakları Kararnamesine karşı gelmesi dışında. | Open Subtitles | باستثناء أنه يتحدى قوانين بلاده فضلا عن الالتزامات الدولية لحقوق الانسان |
Milyoner insan hakları savunucusundan milyoner iş adamı. | Open Subtitles | رمز الصناعة البليونيرية والذي أدار بليون لحقوق الانسان الصليبية |
Aklıma gelmişken, kaloriferime zincirlenmiş bir İnsan Hakları Avukatı var. | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك هناك محام لحقوق الانسان مكبل بمقلاتي |
Orası insan haklarının ve devrimin anayurdu. | Open Subtitles | الموطن الرئيسي لحقوق الانسان و الثورة |
Bu temel insan haklarının ihlaline girer. | Open Subtitles | ذلك يعتبر انتهاك لحقوق الانسان |
Oysa insan hakları organizasyonları, bu yasanın uluslararası insan hakları sözleşmesiyle açıkça çeliştiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | والذي يتعارض مع المواثيق الدولية لحقوق الانسان |
Ancak, gelişmekte olan piyasalar içinde yaşayan birçoklarına göre, bu bir yanılgı ve 1948 yılında imzalanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, oybirliğiyle kabul edilmiş olsa bile, bunun tek yaptığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ve siyasi ve ekonomik haklar arasındaki ideolojik inançların ortaya çıkardığı bir bölünmeyi maskelemesidir. | TED | لكن بالنسبة لهؤلاء الذين يعيشون في بلدان الاسواق الناشئة هذا مجرد وهم , مع ان الميثاق العالمي لحقوق الانسان و الذي وقع في 1948 تم تبنيه بالاجماع ما فعله كان اخفاء الأنقسام الذي حدث بين الدول المتقدمة و الدول الناشئة و الاعتقادات الايدلوجية بين الحقوق السياسية و الاقتصادية |