yamyam cenaze törenleri, kültürel olarak onaylanmış yamyamlığın diğer bir şeklidir. | TED | وكان شكلٌ آخر لأكل لحوم البشر المقبول ثقافياً، مرتبط بالطقوس الجنائزية. |
Ve bu senaryoya göre, büyükanneleri yamyam mıymış yoksa bir vampir mi? | Open Subtitles | وفي هذا السياق، هل كانت الجدة آكلة لحوم البشر أم مصاصة دماء؟ |
İlk kez, yerli halkı canavarlaştırmak için sömürgeciler tarafından kullanılan bu kelime o zamandan beri, insan eti yiyenler için kullanılıyor. | TED | و كان المستعمرون أول من استخدمها؛ وسماً للسكان الأصليين بالوحشية، ثم صارت تسري علي كل من يأكل لحوم البشر. |
yamyamlık nedir biliyorum. Televizyonda gördüm. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شئ عن أكلة لحوم البشر رأيتهم فى التليفزيون |
Bu türün en önde giden gurubu Cannibal Corpse'dur. | Open Subtitles | الفرقة الأكثر الشائنة من هذا النوع الفرعي، هو الجثة أكلة لحوم البشر. |
Yamyamlar sabahtan önce benim için buraya gelemeseler bile, o burdaydı. | Open Subtitles | اذا فشل أكل لحوم البشر القدوم الي قبل الصباح من الممكن |
Korkularınızın yazdığı hikayelerin arasından sadece en uçuk, en canlı ve hayalgüçleri için canlandırması en kolay olanını seçtiler: yamyamları | TED | وكتب جميع السرود مخاوفهم، أنهم ورد فقط لمعظم متوهج، الأكثر وضوحاً، تلك التي كان أسهل لما خيال للصورة: أكلة لحوم البشر. |
Bir canavara dönüştürmüş, insan etiyle beslenmesi için lanetlemişler. | Open Subtitles | بتحويله إلى وحشٍ ملعون يتغذى على لحوم البشر |
Oğlu kafayı sıyırmış mahkum bir yamyam olsa bile. | Open Subtitles | على الرغم من أنه كان مجنوناً و متهماً بأكل لحوم البشر |
Misyoner, yamyam ve revü kızını duymuş muydun? | Open Subtitles | هل أخبرتك من قبل عن قصة المبشر وآكل لحوم البشر وفتاة الجوقة؟ |
Şu misyoner, yamyam ve revü kızı nedir, anlatsana? | Open Subtitles | اقول، ماذا عن المبشر وأكلة لحوم البشر وفتاة الجوقة، همم؟ |
Onları iyileştirdi, iştahlarını açtı, bu yerliler meğer insan eti yermiş, zavallı geç fark etti. | Open Subtitles | واعاد اليهم الحياة من جديد واستعادوا شهيتهم واكتشف بعد فوات الأوان انهم كانوا من أكلي لحوم البشر |
İnsan eti yerler, zina yaparlar, kadınlara zulüm ederler, ve şeytanla devamlı işbirliği içindedirler. | Open Subtitles | أنهم يأكلون لحوم البشر ويزنون و فعلون كل أمر محرم ويحرصون علي فعل هذا بشكل ثابت و بأتباع الشيطان |
Yamyamlardan oluşan bir ülke oluşturabilirdi, insan eti yemeğe adanmış ve bunu kutlayan bir millet. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن يصنع بلداً من آكلي لحوم البشر أمة تحتفل بأكل لحوم البشر وتلتزم به |
- Putperestlik, yamyamlık gibi. - Şunu bir daha yapsana. | Open Subtitles | ـ وفى عبادة الأصنام ، لأكلي لحوم البشر ـ إفعلي ذلك ثانية |
Bazı yamyamlık ayinlerinin, yaşamı uzattığına inanılır. | Open Subtitles | بعض طقوس آكلي لحوم البشر أصدرت بالاعتقاد بأنها يمكن أن تطيل العمر |
Duyduklarına göre bu adalarda ve yakınındaki diğerlerinde Yamyamlar yaşıyordu. | TED | قيل لهم بأن هذه الجزر و الكثير من الجزر المحيطة تسكنها أكلة لحوم البشر |
Sürekli orada oturup Gameboy'u ile oynar ve yamyamları hayal eder. | Open Subtitles | يجلس هناك يوما بعد يوم ويلعب بجيم بوي ويستغرق في أحلام اليقضة عن آكلي لحوم البشر |
Bu büyütte insan etiyle beslenen bir böcek. | Open Subtitles | إنها حشرة بهذا الحجم تتغذى على لحوم البشر |
Fakat kültürlerin normal koşullarda yamyamlığın bazı çeşitlerini normalleştirmesi de oldukça yaygındı. | TED | ولكن كان شائعاً أيضاً في بعض الثقافات تطبيع أكل لحوم البشر في الظروف العادية. |
Mermi yamyama isabet etti, göğsünden içeri girdi ve gürültüyle düştü. | Open Subtitles | الرصاصة إخترقت مباشرة صدر آكل لحوم البشر ومع الارتطام سقط ووقع في شركي |
Kendisi asabi, uyuşturucu bağımlısı bir yamyamdı. | Open Subtitles | لقد كانت مدمنة ، مدمنة على أكل لحوم البشر |
yamyam zombiler vardır. Tanrı bilir orada daha başka neler vardır. | Open Subtitles | وربما لحوم البشر ويعلم الرب ماذا يمكن أن يكون هناك بالخارج أيضا |
Katillere ve yamyamlara göre. | Open Subtitles | بالنسبة إلى القتلة وآكلي لحوم البشر |
Araplar kuşatma yapıp, şehri açlıktan öldürmek istemiş; fakat sonunda kendileri yiyeceksiz kalıp, yamyamlığa başvurmuşlardır. | TED | حاول العرب تجويع المدينة لإخضاعها ولكن نفذ طعامهم وكان عليهم أكل لحوم البشر. |