Üniversiteden mezun olduğumuz gece Helen'e evlenme teklif ettim. | Open Subtitles | تقدمت لخطبتها في ليلة تخرجنا من الكلية. |
Evlenme teklif ettim. | Open Subtitles | لقد تقدمت لخطبتها |
Kendimi, her hafta yeni bir talibi görmeye gelen, zengin bir kız gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأني فتاة غنية يتقدم لخطبتها رجل كل أسبوع |
Oğlanın komşu kızının talibi olduğunu düşündüğünü söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنها تعتقد أن الفتى ربما يكون في الواقع هو جار الفتاة الذي سيتقدم لخطبتها |
Erkek arkadaşı aslında ona evlenme teklif etmek istemedi diye kafayı yiyen ve birisinin suyu ayaklarına akan bir kadın. | Open Subtitles | لأن حبيبها لم يكن يعنى فعلاً التقدم لخطبتها و ماء شخص ما تنزل على حذائها أعتقدت أنى تخطيت هذا |
Hayatının aşkıyla 85 yaşında karşılaşmıştı ve ona evlenme teklif edecekti ama öldü. | Open Subtitles | لقد قابل حب حياته وهو في الـ85 وكان سيتقدم لخطبتها لكنه مات |
Yüzüğüm falan oluyor, ona teklif ediyorum ve insanlar pirinç atıyor. - Pirinç atıyorlar! | Open Subtitles | سأحضر معي خاتماً وكل شيء وسأتقدم لخطبتها والناس ترمي الأرز علينا! |
Niyetim teklif etmek değildiyse bile etme ihtimalimin onun için iyi haber mi, kötü haber mi olduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | وعلى الرغم إنني لم اكن اتقدم لخطبتها اود ان اعرف لو فكرت في الأمر هل سيكون خبر سار ام خبر سيء |
Evlenme teklif ettim. | Open Subtitles | لم أدفعها، بل تقدمت لخطبتها |
ona evlenme teklif etmeyecektim, Anne, Baba... | Open Subtitles | أكن اتقدم لخطبتها يا أبي و أمي |
O gece ona evlenme teklif edecektim. | Open Subtitles | كنت سأتقدم لخطبتها في تلك الليلة |
Sanırım Chuck ona evlenme teklif ediyor. | Open Subtitles | ... اعتقد اعتقد ان تشاك قد تقدم لخطبتها ؟ |
Claire ve ben bunu, ona teklif ettiğim hafta sonunda yazmıştık. | Open Subtitles | أنا و(كلير) كتبنا هذا معًا يوم تقدمت لخطبتها. |
Kazandığım herşeyi ustabaşına verdim. Karşılığında evlilik teklif etmek için bir elmas alacaktım. | Open Subtitles | قايضتُ كلّ أجوري مع رئيس العمّال بألماسةٍ لأتقدّم لخطبتها. |