"لخلق" - Traduction Arabe en Turc

    • yaratmak için
        
    • yaratma
        
    • oluşturmak için
        
    • yaratmanın
        
    • yaratmaya
        
    • çıkarmak için
        
    • yapmak için
        
    • kurmak
        
    • yaratıp
        
    • yaratır
        
    • yarattım
        
    • yaratacak
        
    • yaratmayı
        
    • yaratması için
        
    • geliştirmek için
        
    Ama sonra Dokuz Lord'un Dünya'yı yaratmak için kendilerini feda ettiğini söyledi. Open Subtitles ولكن من بعدها قالوا بأن الآلهة التسعة قاموا بالتضحية بأنفسهم لخلق الأرض
    Ölüm'ün ruhunu içine alacak kadar güçlü bir vücut yaratmak için yardımımı kullandılar. Open Subtitles لخلق جسد قويّ كفاية لإحتواء روح الموت و لقد أعادوا الفضل لكِ حقاً
    Yeteneklerinizi bu kadar korkunç silahlar yaratmak için kullanmanız çok yazık. Open Subtitles إنه لمن العار أنك كرست موهبتك لخلق مثل هذه الأسلحة الرهيبة
    Bana 8 yıldır içinde yaşadığımız dünyayı yaratma yeteneğini verdikleri yer. Open Subtitles وأعطوني القدرة لخلق العالم الذي عشنا به خلال السنوات الثمانية الماضية
    Sonik bir çerçeve oluşturmak için sesim ve çellom katmanlıdır. TED صوتي و التشيللو خاصتي على طبقات لخلق هذا القماش الصوتي الكبير
    Farkında mısın bilmiyorum ama inkarı mümkün varlıklar yaratmanın yolunu buldun. Open Subtitles لا أظنكِ تدركين هذا، لكنكِ إكتشفتِ طريقة لخلق اصول يمكن إنكارها
    Bu nedenle, Küresel şefkat için koşulları yaratmak için yapmamız gereken tek şey şefkati eğlenceli bir şey olarak yeniden tanımlamak. TED لذلك، لخلق الشروط لل"التعاطف والتراحم" لتصبح عالمية ، كل ما علينا فعله ، هو إعادة صياغة "التعاطف والتراحم" ، كشئ ممتع.
    Artık burada değer yaratmak için yemeğin kalitesini arttırmanız gerekmez, kokudan kurtulup yerleri temizlemeniz gerekir. TED ان افضل شيئ يمكنك فعله لخلق قيمة هو عدم تحسين الطعام اكثر انه التخلص من الرائحة وتنظيف الارضية
    Sadece bağlantılı olduklarını değil, fiziksel dünyanın daha mutlu ve sağlıklı hayatlar yaratmak için ne kadar zengin bir kaynak olduğunu öğrendim. TED وما اكتشفته هو أنهم ليسوا مرتبطين فحسب، ولكن يمكن للعالم المادي أن يكون مصدرًا قويًا لنا لخلق حياة أكثر سعادة وصحة.
    Onlar, dünyanın her yerinde nerede yoksulluk, eğitimsizlik ve adaletsizlik varsa, bu yerlerde bayiliklerini oluşturacak bir marka yaratmak için etkili bir şekilde çalışıyorlardı. TED كانوا يصنعون صورة لهذه العلامة بشكل فعّال لخلق علامة تجارية يمكن تلزيمها حول العالم، حيث يوجد الفقر والجهل والظلم.
    Ardından eve döndüğümde, oturdum ve kendimi tamamen yeni bir şey yaratmak için hazırladım. TED و عندما وصلت إلى المنزل ، جلست و حدّدت لنفسي مهمة في محاولة لخلق شيء غير تقليدي بالمرة.
    Bu gerçekten beynimizde çalışan dijital bir bilgisayar programı ve bilinci yaratmak için yapmamız gereken tek şey doğru programı edinmek. TED هو بالحقيقة برنامج كمبيوتر رقمي يعمل في دماغك و هذا ما نحتاج أن نفعله لخلق الوعي أن نحضر البرنامج الصحيح
    Halka açık alanın dışarıyı hareket yaratmak için kullanması düşüncesi var. TED وأيضا لديها فكرة من الفضاء العام والتي تستغل في الأماكن المفتوحة لخلق الأنشطة
    Oyunun kurallarını değiştiren bu nadir şeyleri yaratmak için en azından beş mucizeyi başarmanız gerektiğine inanıyorum. TED وفي اعتقادي أن لخلق مغيرات اللعبة النادرة هذه يتطلب منك تمكنك فيما لا يقل عن خمسة معجزات.
    Toplumsal cinsiyetsizliği yaratma çabalarımda farkında olmadan feminenliğe karşı maskülenliğe ayrıcalık tanıyordum. TED وفي محاولاتي لخلق حيادية جنسية، كنت اُميز الذكورة عن الأنوثة.
    Yani bazı şeylerin pozitif riskli bir çevre oluşturmak için yanlış olmasını beklediğimizi dile getirmelisiniz. TED لذا عليكم إعلام محيطكم أنكم لا تتوقعون بأن تسير كل الأمور كما يجب لخلق مناخ إيجابي تجاه المخاطرة.
    İşte bu değer yaratmanın çok önemli bir parçası haline gelmeli. TED والذي يجب أن يصبح الجزء المهم جداً لخلق قيمة مضافة.
    Kurumların başındaki insanlar olarak, ahlaki beceri ve ahlaki iradeyi cesaretlendiren ve körükleyen ortamlar yaratmaya gayret etmeliyiz. TED وكرؤساء منظمات، يجب أن نسعى لخلق بيئات تشجع وتغذي كلاً من المهارة الأخلاقية والإرادة الأخلاقية.
    İyi ile kötüden ideal birlikteliği, kusursuz silahı çıkarmak için. Open Subtitles ‏‏لخلق السلاح المثالي. ‏التزاوج المثالي ما بين الخير والشر. ‏
    Orijinal ve güzel bir şey yapmak için yeterli mi, yoksa yaratıcılık, ne yaratıldığı hakkında bir niyet ve farkındalık gerektirir mi? TED هل هو كافٍ لخلق ما هو مبتكر وجميل، أم يتطلب الإبداع حدساً وإدراكاً لما يتم إنشائه؟
    Böylece bir bağlantı kurmak için verileri kullanmaya karar verdik Samantha ve onu aşağıdan izleyen tüm insanlar arasında TED لذا قررنا أن نستخدم البيانات لخلق اتصال بين سامانثا وكل الناس التي تحدق بها من أسفل.
    Benim gibi binlerce kadının ayağa kalkıp diğer genç kadınları desteklediğini ve birlikte hepimiz için fırsatlar yaratıp lehimize kararlar aldığını hayal edin. TED تخيلوا معي عالَمًا حيث يقف الآلاف منا ويساندون باقي الفتيات معًا، لخلق فرص وخيارات تخدم مصلحة الكل.
    Geriye çekilmek iyi bir atış için alan yaratır. Open Subtitles التظاهر بالعودة للخلف عند التصويب طريقه ممتازه لخلق مساحه.
    Yatağı çatı arasına koydum böylece kendime boş alan yarattım. Open Subtitles اضع السرير فوق لخلق بعض المساحة أدريان، أدريان اعطني اياه
    Dünyaları yok edip yaratacak güçte bir makine hafife alınamazdı. Open Subtitles لا ينبغي أن يستهين المرء بآلة ذات قوة لخلق وتدمير العوالم
    Dünya'da, sıfırdan bir yaşam formu yaratmayı denemek için harika deneyler yapılıyor. Bildiğimiz DNA formlarından çok farklı olabilecek türden bir yaşam. TED يجري القيام بها في محاولة لخلق الحياة من نقطة الصفر، قد تكون مختلفة جداً عن أشكال الحياة ذات الحمض النووي الذي نعرفه.
    İşte tasarladığı bir bakımevi, çokluk hissi yaratması için çok renkli küreler kullanmış. TED هذه دار رعاية قامت بتصميمها، حيث تستخدم هذه الكرات متعددة الألوان لخلق شعور من الوفرة.
    Daha güçlü pedagojik uygulamaları geliştirmek için ihtiyaç duydukları imkanları sağlıyorlar. TED وتوفر لهم وسائل التنمية التي هم بحاجة إليها لخلق ممارسات تربوية قوية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus