Göç projesini tamamlamak için alman gereken kararlar hayal bile edilemeyecek kadar zor. | Open Subtitles | الخيارات التي عليكَ إتخاذها الآن لتنفّذ مشروع الخروج صعبة لدرجة لا يمكن تخيلها |
O kadar yoğundur ki, içine dahi girilemez. | TED | إنها كثيفة جداً لدرجة لا يمكن العبور من خلالها |
O kadar küçüktür ki, tespit edilemez; | TED | وهذا صغير جدًا لدرجة لا يمكن قياسها، لذلك لا نرى سلوك الموجة للقطة. |
Mesela duşta düşeceğim, sonra beni iki hafta sonra bulacaklar, öyle şişmiş olacağım ki, adam mı yoksa koltuk mu olduğum anlaşılmayacak. | Open Subtitles | كأن أنزلق وأنا أستحم مثلاً ثم يجدونني بعد موتي بأسبوعين وقد انتفخ جسدي بشدة لدرجة لا يعرفون إذا كنت إنسان أو أريكة |
Olaylar öyle iğrenç bir hal alır ki, harekete geçmek zorundasındır. | Open Subtitles | يشعرون أن عليهم التصرف عندما تزداد الضغوط عليهم لدرجة لا تطاق |
Gelecek hakkında gerçekten bilgi edinmenin bir yolu göremediğimiz kadar uzakta olan gezegenlerdir. | TED | لذلك في الواقع، إحدى الطرق لاستشراف المستقبل هي عن طريق كواكب بعيدة جداً لدرجة لا نستطيع رؤيتها. |
Saatler geçtikçe daha da kötüleşecek, o kadar ki erkekler bile görmezden gelemeyecek. | TED | تمر عدة ساعات وتسوء الحالة، لدرجة لا يتحملها المرء. |
Tatlım, umarım biz de birbirimize bu kadar yakınlaşırız da, benim asla senden özür dilemem gerekmez. | Open Subtitles | عزيزتي، أتمنى أن نصبح قريبين جداً لدرجة لا تجعليني أن أعتذر لكِ |
O kadar eksik ki, sen ve George ne kadar yardım etseniz işe yaramaz. | Open Subtitles | قصير لدرجة لا يستحق العناء لأن لك ولجورج لقياس طولك |
- Yatak o kadar titriyor ki artık bana ihtiyaç kalmadı. | Open Subtitles | أصبح السرير يهتز لدرجة لا تدعو لتواجدي به |
Cemaatten çıkma işini o kadar çabuk hallederim ki, başınız döner. | Open Subtitles | سأتخلى عن أي مبادىء دينية لدرجة لا تتخيلها |
O kadar çok ki, onlarla ne yapacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | انهم كثيرون لدرجة لا أعرف ماذا سأفعل بهم |
Hiç olmadığım kadar rezil olduktan sonra yapacak tek bir şeyim kalmıştı. | Open Subtitles | بعد أن شعرتُ بالإحراج الشديد لدرجة لا توصف بقي لي شيء واحد للقيام به |
Ya da, seninle konuşamayacak kadar canım sıkkın, o yüzden mesaj bırak. | Open Subtitles | او انني اشعر بملل كبير لدرجة لا اريد التحدث معك، لذا اترك رسالة |
O kadar çok kan vardı ki inanamazsın. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الدماء لدرجة لا يمكنكَ تصديقها |
Ben etrafınızdayken bu kadar gerilmenizin nedeni gerçekten bana karşı hissettiklerinizi söylemekten korkuyor olmanız. | Open Subtitles | إن سبب توتركم جميعاً حولي هو أنكم خائفين مني بشدة لدرجة لا تجعلكم تقولون ما تفكرون به. |
Filenin altına zar zor dokunabiliyorum. Ayrıca bacaklarım o kadar acıyor ki düşemiyorum bile. | Open Subtitles | بالكاد لمست نهاية الشبكة ، والآن ساقايّ تؤلماني لدرجة لا أستطيع الإستلقاء |