Suçlu iadesi olmayan ülkelere giden 5 kişinin kimliklerini çaldığın bilgisi de elimizde. | Open Subtitles | كما أننا نعرف أنك سرقت هويات خمسة أشخاص متوجهين لدول لا تسلم المجرمين |
Sonuçta şunu gördük: Akbabalar çok farklı ülkelere gidiyor. Bu yüzden, eğer bir probleme yerel gözlüklerle bakarsanız, pek de iyi sonuçlar elde etmezsiniz. | TED | نرى أنها تسافر لدول عديدة، لذا إذا حاولت النظر إلى الأمر على أنه شأن محلي، فهذا لن يساعدك كثيرا. |
Kimi aileler çocuklarını denizaşırı ülkelere gönderdi. | Open Subtitles | بعض الأباء أرسلوا أبنائهم عبر المحيط لدول أخرى طلباً للأمان |
Şirket rozetleri, var olmayan ülkeler için pasaportlar... | Open Subtitles | شارات خاصّة بالشركات، وجوازات سفر لدول غير موجودة. |
Ama Jason'ın teçhizatıyla gerçek ülkeler için de sahte kimlikler düzenleyebiliyorsun. | Open Subtitles | لكن مع مُعدّات (جايسون)، كان بإمكانك تزييف هويّات لدول حقيقيّة أيضاً. |
Günü geçmiş ilaçlar genellikle karaborsaya gider. Çoğunlukla üçüncü dünya ülkelerine. | Open Subtitles | الأدوية المتهية الصلاحية تذهب للسوق السوداء، على الأغلب لدول العالم الثالث. |
..gibi ülkelere hurda fiyatına satılıyorlar. | Open Subtitles | لدول مثل ايران العراق و ليبيا, واسماء عديدة, |
Şüpheniz olmasın. Askeri gücümüzü, masumluğu sonradan anlaşılacak ülkelere yöneltirsek, bu, tarihteki en alçak ve sinsi saldırılardan biri olacaktır. | Open Subtitles | بدون فعل أخطاء إذا بدئنا الحملة العسكرية لدول أثبت بعد ذلك أنها بريئة |
Ulusal hazinemizden, 10.000 kg yabancı ülkelere gidecekti. | Open Subtitles | على كل , أوقفنا 10,000 كيلو من ..الكنوز الوطنية من البيع لدول أجنبية |
Yani Çin kendi sınırlarını temizliyor olsa da bu kirliliğin bir kısmını başka ülkelere ihraç ediyor ve sera gazı salınımlarının bir pasaportu yok. | TED | يمكننا أن نرى أنه على الرغم من أن الصين تنظف في الداخل، فهي تصدر بعض هذا التلوث لدول أخرى، وانبعاثات الغازات الدفيئة لا تحتاج إلى جواز سفر. |
LRA diğer ülkelere taşınmaya başlar başlamaz Jacob ve diğer Ugandalılar Kony yüzünden acı çeken bütün insanlar adına konuşmak için Birleşik Devletler'e geldiler. | Open Subtitles | وكما أن الـ إل أر أيه قد بدؤا بالانتقال لدول أخرى جيكوب وبقية الأوغنديين قد جاؤا إلى الولايات المتحدة ليتكلموا بالنيابة عن الأشخاص الذين يعانون بسبب كوني |
Haiti ve Kongo gibi ülkelere gönderildiği yer. | TED | و تذهب لدول مثل هايتي و الكونغو . |
First Emirates Bankası nükleer silah sistemlerine ilişkin teknoloji ve parçaları satmaya çalışan ülkeler için teşvik edici olarak biliniyor. | Open Subtitles | "فارست إمارات بنك" مصرف ميسٍّر معروف لدول تحاول بيع قطع غيار وتكنولوجيا تتعلّق بنظم أسلحة نووية |
Sudan tuzları arındırmak-- özellikle tatlı su-- ters ozmos ile dünya etrafında temiz suya erişemeyen ülkeler için kritik bir tekniktir. | TED | إزالة الأملاح من المياه -- مياه البحر بالتحديد -- عن طريق التناضح العكسي هي عملية حساسة بالنسبة لدول لا تستطيع الوصول إلى مياه شرب نظيفة حول العالم. |
Mülteci ve göçmen gönderen Orta Amerika ülkelerine sağladığımız desteğin boyutu zorlama ve alıkoymaya harcadığımız masrafın ufacık bir kısmı. | TED | لا تعادل كمية الدعم الذي نقدمه لدول أميركا الوسطى والتي تُرسل لاجئين ومهاجرين شيئاً يذكر مع كمية الأموال التي ننفقها على السَجن وتنفيذ القانون. |
Diğer bir şirket ise üçüncü dünya ülkelerine makul fiyatlı aşılar sağlıyordu. | Open Subtitles | لقاحات بأسعار معقولة لدول العالم الثالث |