Dün yapmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | أمس ؟ لا يمكننى ذلك إن لدى أشياء لأفعلها أمس |
Şimdi ilgilenmem gereken daha önemli şeyler var. Sana dostluk için geldim. Pekala, nefret duyarak geldim. | Open Subtitles | تخطى الأمر، لدى أشياء أخرى أقلق بشأنها و لكننى أتيت إليك بالصداقة |
Düşünmem gereken başka şeyler var. | Open Subtitles | لدى أشياء اخرى تشغل تفكيرى |
Sevindim Firavunum ama şimdi yapacak önemli işlerim var. | Open Subtitles | أنا مسرور أيها الفرعون العظيم لكن لدى أشياء هامه لأؤديها |
Sevindim Firavun'um, ama şimdi yapacak önemli işlerim var. | Open Subtitles | أنا مسرور أيها الفرعون العظيم لكن لدى أشياء هامه لأؤديها |
İkinizle bütün gün beraber olmayı çok isterdim ama yapacak işlerim var. | Open Subtitles | أنظر , أود أن أبقى معكم أنتم الإثنين طوال اليوم ولكن لدى أشياء لفعلها |
Ona söylemem gereken şeyler var. | Open Subtitles | لدى أشياء أرغب فى قولها له |
Kuş resmi çizmekten daha zevkli işlerim var. | Open Subtitles | لدى أشياء لأفعلها أفضل من رسم الطيور |
Kuş çizmekten daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لدى أشياء لأفعلها أفضل من رسم الطيور |
İkincisi, yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | ثانيا: لدى أشياء أفضل لأعملها ثالثاً : |
Kuş resmi çizmekten daha zevkli işlerim var. | Open Subtitles | لدى أشياء لأفعلها أفضل من رسم الطيور |
İşlerim var. | Open Subtitles | . لدى أشياء أفعلها |
Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | إفتحى، لدى أشياء يجب إنجازها - ! |