"لديك موهبة" - Traduction Arabe en Turc

• yeteneklisin
• yeteneğin var
• yetenek var
• bir yeteneğin
• bir ustalıkla
• Yeteneklisiniz
• yeteneğiniz var
• yeteneğin olduğunu

Biliyor musun, bana kendimi ikinci sınıf vatandaş gibi hissettirme konusunda inanılmaz yeteneklisin.
أتعرفين ، لديك موهبة رائعة في جعلي أشعر أني مواطن من الدرجة الثانية

Sana diyorum, yeteneklisin.
انت لديك الموهبة انا اخبرك انت , لديك موهبة

Bence farkında olmadığın bir vücut dili okuma yeteneğin var.
أعتقد بأن لديك موهبة لا شعورية في قراءة لغة الجسد

- Doğal bir yeteneğin var ama çok sık duygularının kaçmasına izin veriyorsun.
لديك موهبة طبيعية ولكن في كثير من الأحيان أن تدع عواطفك تذهب معك

Senin küçük parmaklarında benim tüm vucudumdan fazla yetenek var.
لديك موهبة في أصابعك الصغيرة أكثر مما لدي بجسمي كله

Çok yeteneklisin.
إسمعي يا فتاة, لديك موهبة عليك إستغلالها

Gerçekten yeteneklisin. Karımı çok ateşli yaptın.
إنه مالك أنت جنيته لديك موهبة حقيقية لقد جعلت زوجتي تبدو مثيرة

yeteneklisin evlat.Çok değerli biri olabilirsin
لديك موهبة , أيها الفتى في مثل هذه الايام رجل مثلك يمكن أن يكون قيماً للغاية

yeteneklisin, evlat. Gelecek yaz görüşürüz.
تهانينا ، لديك موهبة سنراك في الصيف المقبل.

Takımda olmak için çok fazla yeteneklisin.
لديك موهبة كبيرةٌ جداً بأن تكوني ضمن الطاقم

Neyse ki şansına, tüm kollarına sahip çoğu avukattan tek kolla daha yeteneklisin.
حسنا لحسن الحظ,لديك موهبة في تلك اليد أكثر مما لدى معظم المحامين في جسدهم كله

Bir yeteneğin var su götürmez bir yetenek ve bunu kullanmak senin görevin.
لديك موهبة موهبة أكيدة وواجب عليك لاستخدامها.

Jeff, ender ve çok iyi bir yeteneğin var. Şehrin bu gece sana ihtiyacı var. Ve Roy?
جيف، لديك موهبة نادرة ورائعة المدينة تحتاجك الليلة

Hayatta dikkate değer şeyler yapmanı sağlayacak bir yeteneğin var.
لديك موهبة يجب أن تسمح لك بأن تقوم بأشياء مهمة في الحياة

Mike Winchell... topu Boobie Miles'a atma konusunda doğal bir yeteneğin var.
مايك وينشل، لديك موهبة طبيعية .. لرمي الكرة لبوبي مايلز

Ciddiyim, yeteneğin var ve eğer April bu yeteneğini kullanmak için bir fırsat sunuyorsa... ..hem de sahnede, kabul etmek zorundasın.
حقا ، لديك موهبة كما تعلم واذا كانت ابريل تعرض عليك الفرصة لاستغلال هذه الموهبة

Dinle, kızım, sende yetenek var.
إسمعي يا فتاة, لديك موهبة عليك إستغلالها

Bu yüzüğü parmağıma geçirdiğimden beri, esrarengiz bir ustalıkla benden bir adım önde gibi gözüküyorsun.
منذ اليوم الذي وضعت فيه خاتم الزواج هذا يبدو أن لديك موهبة غريبة أن تسبقني في كل خطوة

Güzel. Yeteneklisiniz. Kırmızı uçağı sevdim.
جميل ، لديك موهبة كبيرة أحب الطائرة الصغيرة الحمراء

Çok şanlısınız, size nefes almayı sağlayan büyük bir yeteneğiniz var.
أنت محظوظة جداً لديك موهبة رائعة تتحمل جهد مخرجاتك

Mevzu Nazi öldürmeye gelince büyük bir yeteneğin olduğunu düşünüyorum.
فيما يتعلّق بقتل النازيّين أظنّ أنّ لديك موهبة عظيمة