Şu dergiyi bırak ve beni dinle. Sadece tek bir şansımız var. | Open Subtitles | بربّك يا بوبى, ضع المجلة بعيداً و إنتبه ربما لدينا فرصة واحدة فى هذا |
Sadece tek bir şansımız var. Bu da hayatına mal olabilir. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة والثمن سيكون حياة شخص واحد |
Eski usul yani. tek şansımız var, o yüzden her şeyi hesaba katalım. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنعمل بالطريقة القديمة لدينا فرصة واحدة لإنجاح ذلك |
Hayatta kalmak için tek şansımız var: Saldırmak zorundayız. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة للبقائنا أحياء و يجب علينا الهجوم |
Umarım. Çünkü Sadece bir şansımız var. | Open Subtitles | .. اتمني ذلك لانه لدينا فرصة واحدة |
Bu belki de onu yakalamak için tek şansımız bu yüzden akıllıca oynamalıyız. | Open Subtitles | حسناً، قد يكون لدينا فرصة واحدة للقبض على هذا الشيء. |
Geliyorum. Lisbon'ın işe dönmesi için tek seçeneğimiz var. | Open Subtitles | بالطريقة التي أراها، لدينا فرصة واحدة لإبقاء وظيفة (ليزبن). |
Yani, üniversitede beraber olmak için tek bir şansımız var. | Open Subtitles | أعني, لدينا فرصة واحدة لنكون سوية في الكلية |
tek bir şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة فقط للإنتهاء من هذا الآمر |
tek bir şansımız var ve bunun geçen her saniyesi sonsuza dek gitmiş demektir. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة و كل ثانية تمر تذهب للأبد |
Hastalığın bize ulaşamayacağı bir yer bulmak için tek bir şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة فقط وذلك في العثور على المكان الذي لم تصل له العدوى |
Sadece tek bir şansımız var. İrtibatta olacağım. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة فقط لفعل ذلك الأمر سأتواصل معك |
Millet, tek bir şansımız var. Bunu iyi değerlendirelim. | Open Subtitles | الجميع، لدينا فرصة واحدة لتحقيق هذا لنستغلّها |
Kaynaklarımız sınırlı olduğu için de yalnızca tek şansımız var. | Open Subtitles | بالنظر لتجهيزنا المحدود، سوف يكون لدينا فرصة واحدة |
Aslında, sadece tek şansımız var. | Open Subtitles | الشيء، نحن لدينا فرصة واحدة فقط. |
Aslında, sadece tek şansımız var. | Open Subtitles | الشيء،نحن لدينا فرصة واحدة فقط. |
Bu insanlara ulaşmak için tek şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة للوصول لهؤلاء الناس |
Sadece tek şansımız var. | Open Subtitles | و لدينا فرصة واحدة لعرض الأمر عليهم. |
İkinizi de çıkarmak için tek şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة لإخراجكما سويا. |
Tamam. Sadece bir şansımız var. | Open Subtitles | حسناً لدينا فرصة واحدة هنا |
Sadece bir şansımız olacak. | Open Subtitles | ستكون لدينا فرصة واحدة. |
Biz üçümüz ve diğer altı kişi ile mi? Bu işteki tek şansımız bu, biliyorsun. | Open Subtitles | يوجد منا ثلاث منا وست رجال لدينا فرصة واحدة بهذه كما تعرفين |
Lisbon'ın işe dönmesi için tek seçeneğimiz var. | Open Subtitles | بالطريقة التي أراها، لدينا فرصة واحدة لإبقاء وظيفة (ليزبن). |