Bizde Sadece bir ekstra yatak odası var. Ve zaten orada da bir akraba kalıyor. | Open Subtitles | لدينا فقط غرفة إضافية ولدينا قريب فيها بالفعل |
Biz Sadece bir seçim var, ben onlar pist temizlemek umut ve hızlı bir şekilde bunu. | Open Subtitles | لدينا فقط خيارٌ واحد آمل انهم يخلون لنا مدرجّ، وآمل ان يفعلون ذلك بسرعة |
Elimizde Sadece bir kaç gün yetecek kadar hamur ve etimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط قمح ولحم سينفذ خلال ايام قليلة |
ama Elimizde sadece plakası var. | Open Subtitles | و لكن لدينا فقط جزء من أرقام لوحة السيارة |
Ancak Yalnızca Dünya'da ateş yakabileceğimiz iki önemli şey var. | Open Subtitles | لكن لدينا فقط على الأرض شيئان مهمّان نحتاجهما لإشعال النار. |
Birbirlerine bağlandıklarında, hesaplama için sadece 10 dakikaya ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | عندما يتصلون , سيكون لدينا فقط عشر دقائق لإكمال الحسابات |
- Ne? Bizim sadece bilirsin, bugün ve yarınımız var, ...ondan sonra gelecek aya kadar treni kaçırıyoruz. | Open Subtitles | ماذا؟ لدينا فقط اليوم وغد وبعدها سنفقد القارب لشهر آخر. |
Dinleme aygıtı yerleştirme fiyaskosundan sonra... sadece tek bir seçeneğimiz kaldı: | Open Subtitles | بعد الفشل التام لزراعة رأس التجسس أقول بأننا لدينا فقط اختيار |
Şimdilik korkuyu kendimize saklayalım. Katlanmamız gereken en az bir gece daha var. | Open Subtitles | وانا ايضاً,لكن الان لنبقي القشعريره لدينا فقط |
Sadece bir adet bayıtıcı bonbamız var bu yüzden onu gerçekten gerektiği yerde kullanın. | Open Subtitles | لدينا فقط قنبله يدويه واحده لكل واحد مننا لذلك استخدموهم فى حالة الضرورى القصوى |
Belli bir zamana Sadece bir kez bakabiliyoruz. | Open Subtitles | الشيء المهم اننا لدينا فقط نظرة واحدة على اية وقت |
Tatbikata geri dönebilmek için Sadece bir saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط ساعة قبل ان نعود الي المناورات. |
Elimizde sadece bu paket tasarımı ile yurtdışında bir hesapta bulunan çok fazla para var. | Open Subtitles | لدينا فقط صندوق الكرتون هذا وكيس مليء بالمال ينتظرنا في أحد البنوك الخارجية |
Elimizde sadece bu paket tasarımı ile yurtdışında bir hesapta bulunan çok fazla para var. | Open Subtitles | لدينا فقط صندوق الكرتون هذا وكيس مليء بالمال ينتظرنا في أحد البنوك الخارجية |
O olmadan Elimizde sadece yedi yıl önce adı çıkmış bir gümrük ajanının ifadesi var. | Open Subtitles | بدونها ، سيكون لدينا فقط أدلة سماعية يعود تاريخها إلى سبعة أعوام من عميل لمكتب الهجرة والجمارك وفاقد لمصداقيته |
Örneğin, Yalnızca 30 yıl değerinde uydu görüntülerimiz var. | TED | لدينا فقط صور لأقمار صناعية قيّمة من 30 سنة، على سبيل المثال. |
Ama getiremezsin. Yalnızca üç dakikan var. Bak sana çoktan söyledim.. | Open Subtitles | لا يمكنك ذلك, لدينا فقط ثلاث دقائق ...أنظر, لقد أخبرتك فعلا |
Berbat edilmiş bir işti. Yapmak için sadece yedi günümüz vardı. | Open Subtitles | لقد كانت عملاً فاشلاً إلى حد ما و كان لدينا فقط سبعة أيام كي نصنعها |
Tüm bunları bir araya getirmek için sadece 3 haftamız var. | Open Subtitles | يا جماعة لدينا فقط ثلاثة أسابيع لإنهاء القطعة |
Bizim sadece... ayarlamamız gereken şeyler var. Hepsi bu kadar. | Open Subtitles | لدينا فقط بعد التعديلات لكي نقوم بها |
Artık hepsi bizim, sadece uzanıp almamız gerekiyor. | Open Subtitles | إنه لنا الآن. لدينا فقط أن أعتبر. |
Hepi topu 2 haftamız kaldı, ve çoğunuz bunun anlamını biliyorsunuz. | Open Subtitles | لدينا فقط أكثر من أسبوعين بقليل ومعظمكم يعلمون ماذا يعني ذلك |
Angie Gower hakkında birkaç sorumuz daha var. | Open Subtitles | لدينا فقط بضعه أسئله آخر لك عن أنجى جوير |
Ama şu gerçek var ki dün tutacağı sabitlemek için Nora'dan düzbaşlı tornavidayı istemiştim çünkü Bizde sadece yıldız başlı vardı. | Open Subtitles | لتركيب ذلك الشيء، لأنّ لدينا فقط واحداً صليبيّ الرأس |