Buna memnun oldum çünkü kendisinin mükemmel bir zevki var. | Open Subtitles | وهذا اسعدنى كثيرا, لأن لديها ذوق عالى وراقى |
Ayrıca pasta konusunda mükemmel bir zevki var ve bana bunu getirdi. | Open Subtitles | و أيضاً لديها ذوق ممتاز في الحلويات و التي أحضرت لي منها للتو. |
Bak sen, Güney Boston'lı kızın pahalı bir zevki varmış. | Open Subtitles | تلك الفتاة الجنوبية لديها ذوق مكلف |
Tek başına iki çocuk yetiştirdi. Başarılı bir iş kadını. zevk sahibi biri. | Open Subtitles | أعني، ربّت طفلين بوحدها، إنّها ناجحة في عملها، لديها ذوق رائع. |
80'lerde annem bütün bu odaları tekrar yaptırdı. Bence iyi bir zevki vardı. | Open Subtitles | أعادت أمي بناء جميع الغرف في عام 1880 كان لديها ذوق سليم على ما أعتقد |
- Çok zevkliymiş. - Benim zevkim nereden geliyor sanıyorsun? | Open Subtitles | كان لديها ذوق رائع من أين تعتقدين أنني حصلت عليه؟ |
Onun zevkli biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّه كان لديها ذوق جيّد |
Çok zarif bir zevki vardır. | Open Subtitles | لديها ذوق راقي جدا |
Zevkli kadın. | Open Subtitles | لديها ذوق رفيع |
Belli ki ağzının tadını bilen bir hanımefendi. | Open Subtitles | كان لديها ذوق رفيع |
Kurbanımızın pahalı zevkleri varmış, değil mi? | Open Subtitles | ضحيتنا لديها ذوق مرتفع الثمن اليست كذلك؟ |
Seçici bir müzik zevki var. | Open Subtitles | حسنا، لديها ذوق موسيقي إنتقائي. |
Lyndsey'nin sıradan bir zevki var, o yüzden muhtemelen yuvarlak kesim ister. | Open Subtitles | أتعلمين لديها ذوق شائع من المحتمل دائرى |
Tanrım, kandının harika bir zevki var. | Open Subtitles | يا إلهي! تلك الفتاة لديها ذوق رفيع |
Bu karım için. Harika bir zevki var. | Open Subtitles | إنها لزوجتي - لديها ذوق رفيع - |
Çok güzel. Güzel bir zevki varmış. | Open Subtitles | هذه غرفه لطيفه لديها ذوق لطيف |
İlginç bir zevki varmış. | Open Subtitles | لديها ذوق جميل. |
Harika bir zevki varmış. | Open Subtitles | لديها ذوق رائع |
Tek başına iki çocuk yetiştirdi. Başarılı bir iş kadını. zevk sahibi biri. | Open Subtitles | أعني، ربّت طفلين بوحدها، إنّها ناجحة في عملها، لديها ذوق رائع. |
Hükumetin sekreter konusunda zevk sahibi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً لم أكن أعلم أن حكومتنا لديها ذوق سليم في اختيار السكرتارية |
İkinci eşimin çok iyi bir zevki vardı. | Open Subtitles | زوجتي الثانية كان لديها ذوق رفيع للغاية |
zevkliymiş. | Open Subtitles | لديها ذوق رفيع. |
Şatafatı sevmiyor dedim sana Mub. Senin aksine, kraliçe zevkli biri. | Open Subtitles | أخبرتك أنها لا تحب الزهرة المبهرجة يا (ماب) على عكسك فهي لديها ذوق رفيع |
Yani, muhtemelen benden daha ince bir damak zevki vardır. | Open Subtitles | ربما لديها ذوق أعلى مني |
Zevkli kadın. | Open Subtitles | لديها ذوق جيّد |
Nine ağzının tadını biliyormuş. | Open Subtitles | الجدّة لديها ذوق رفيع. |
- Şansımıza, kurbanlardan birinin pahalı zevkleri varmış. | Open Subtitles | كان لديها ذوق ثمين جداً |