Uğruna yaşayacak bir şeyi olanların daha uzun yaşadığını duymuş. | Open Subtitles | أحدهم أخبرها المتزوّجون يعيشون أطول لأن لديهم شيء يعيشون لأجله. |
- Bu oğlanların da yapacakları bir şeyi yok. Belki güneşlenme terasını kullanabilirler. | Open Subtitles | هؤلاء الاولاد ليس لديهم شيء لعمله، لذا يمكنهم استخدام السطح الشمسي |
Kaybedecek bir şeyleri yokmuş. Bunlar yazıyordu. | Open Subtitles | ليس لديهم شيء يخسرونه ذلك ما كُتب في المقال |
Yiyecek bir şeyleri kalmadı. Kızıl Haç, Cenova'ya bir tren hazırladı. | Open Subtitles | ليس لديهم شيء ليأكلوه لذا, أرسلهم الصليب الأحمر فى قطار |
Öyle bir şeyleri var adı "Vücut yağı olmadığına inanamıyorum." | Open Subtitles | حسناً، لديهم شيء اسمه، "لا يمكنني التّصديق أنّه ليس مرهماً للجسم". |
Kapıları açmak için bir şeyleri var! | Open Subtitles | لديهم شيء ما لفتحوا به الباب |
Pekâlâ, mezunlar, küçük sınıfların size söylemek istediği bir şey var. | Open Subtitles | حسناً أيها المتخرجون، الغير متخرجون لديهم شيء يحبون قوله لكم. |
Öncelikle, sizinle alakalı ellerinde bir şey var mı bilmeliyiz. | Open Subtitles | بالبداية تريد أن نعرف إذا كان لديهم شيء عليك |
Ben saklayacak bir şeyi olan türde biri değilim. | Open Subtitles | أتعلم يا دكتور، أنا لست من نوع الرجال الذين يكون لديهم شيء يخفونه |
Sonunda, bir şeyi kutlayan sadece bizlerdik. | Open Subtitles | بعد هذا كله, نحن فقط من لديهم شيء ليحتفلوا من أجله |
Erkekler kaybedecek bir şeyi olmadığını düşündüklerinde çocuklara zararlı olabilirler. | Open Subtitles | من الممكن أن يشكل الرجال خطر على أولادهم عندما يظنوا أنه ليس لديهم شيء ليخسروه |
İnsanların internetten sildirmek istediği bir şeyi mutlaka vardır. | Open Subtitles | الجميع لديهم شيء يريدون إزالة من الإنترنت |
Bu dünyada söyleyecek bir şeyleri olmayan bir sürü insan var, ama yine de tüm zamanlarını konuşarak geçiriyorlar. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشخاص ..في هذا العالم ليس لديهم شيء يقولونه.. لكنهم يقضون وقتهم بالكلام |
Bu hastaların ortak bir şeyleri olmalı, gittikleri bir yer ya da yedikleri bir şey. | Open Subtitles | أتعلمين , أراهن بأن المريضين لديهم شيء مشترك كمكان كانوا يذهبون إليه أو طعام يأكلونه |
Bunun sebebi, genel olarak konuşursak çömezlerin söyleyecek bir şeyleri yoktur. | Open Subtitles | هذا لأن والحديث بشكل عام المرهونين ليس لديهم شيء ليقولوه |
Kapıları açacak bir şeyleri var! | Open Subtitles | ! لديهم شيء ما يفتحوا بها الباب |
Miranda ve Shaun'da Colin'in bir şeyleri var. | Open Subtitles | (ميراندا)و(شون) لديهم شيء يخص (كولن) |
Görünen o ki bir şey var, yoksa beni arıyor olmazlardı. | Open Subtitles | حسنٌ، واضحٌ أن لديهم شيء وإلا فما كانوا اتصلوا. |