"لديه الكثير" - Traduction Arabe en Turc

    • bir sürü
        
    • çok şey var
        
    • çok şeyi var
        
    • çok var
        
    • sürü şey var
        
    • bayağı
        
    • sürü var
        
    • çok fazla
        
    • çok şey vardı
        
    • çok şey vardır
        
    • çok şeyi varmış
        
    - Selam Lillian. - Oh, selam Ed. Bugün bir sürü ziyaretçisi var. Open Subtitles ــ مرحباً يا ليليان ــ مرحباً يا إد، لديه الكثير من الزوار اليوم
    Bana kalırsa, toplumumuzda bir sürü de aç sanatçı var. Open Subtitles أود أن أقول مجتمعنا لديه الكثير من الفنانين يتضورون جوعا
    Yürümeyi ve konuşmayı öğrenmiş bir balık ama kim olduğu ve nereden geldiği hakkında hâlâ öğreneceği çok şey var. TED نعم، هناك من تعلم المشي والكلام، ولكن هناك من لا يزال لديه الكثير ليتعلمه عن من نحن ومن أين أتينا.
    Yeğeninin işin hakkında söyleyebileceği çok şey var. Open Subtitles ابن أخك لديه الكثير ليقوله عن الطريقه التي تجري بها الأعمال في شركتك.
    Öğrenecek çok şeyi var ama doğru yolda ilerliyor. Open Subtitles لديه الكثير ليتعلمه لكنه يسير في الطريق الصحيح إلى أين ؟
    Vücudu konuşmuyor ama söyleyecek çok şeyi var. Open Subtitles الجسد لا يتحدث، بالطبع لديه الكثير ليقوله.
    Seyahatte böyle. Evde daha çok var. Open Subtitles وذلك لأنه يسافر كثيراً فى المنزل , لديه الكثير
    Dairesinde Şeytan'la ilgili bir sürü şey var. Open Subtitles فهو لديه الكثير من الأشياء التي تتحدث عن الشيطان في شقته
    Eski kocam ile bir sürü sorun yaşadık ama boşanmadık. Open Subtitles زوجي السابق كان لديه الكثير من المشاكل ولكننا لم نتطلق
    Çocukları olamıyordu, bundan dolayı bir sürü çocuğa sahip kardeşlerini görmeye geldiler. Open Subtitles لم يستطيعوا انجاب الأطفال فذهبوا لعند أخ لهم لديه الكثير من الأطفال
    Onda annesinden çok şey var. Open Subtitles الجنونٌ وراثي، تعلمين ذلك لديه الكثير من والدته به
    Kasabada değer verdiğimiz çok şey var. Open Subtitles كلانا لديه الكثير على المحك في هذه البلدة
    Öğrenecek çok şeyi var. İsterse her şeyi yapabilecek kadar zeki. Open Subtitles لديه الكثير لتعلمه وذكي ما يكفي لفعل ما يهتم له
    Bu, yavru akrep farenin yaşayacak daha çok şeyi var. Open Subtitles هذا الفأر العقرب الصغير لديه الكثير ليعيشه
    Bizde para tükeniyor ama O'nda çok var. Open Subtitles لقد أوشك أن ينفذ لدينا المال وهو لديه الكثير مِنه.
    Sen kendin söyledin, adamın sakladığı bir sürü şey var. İşte orada. Open Subtitles لقد قلتيها بتفسك الرجل لديه الكثير من الأسرار ها هي هناك
    Buraya yalnız gelmek bayağı cesaret ister. Open Subtitles لديه الكثير من الشجاعة ليأتيَ إلى هنا وحده.
    Scott'un millerinden kullanırız. bir sürü var. Open Subtitles يمكننا استخدام أميال سكوت لديه الكثير *أميال مجانية*
    Her zaman, babamın evde çok fazla silahı olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لطالما ظننت أن والدي لديه الكثير من الأسلحة في المنزل
    Hava bükme becerileri inanılmaz olsa da, herhangi birini kurtarmadan önce öğreneceği çok şey vardı. Open Subtitles وعلى الرغم من أن قدرته فى التحكم بالهواء لديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزا أن ينقذ أى شخص
    Mikrofonu ona teslim edeyim, eminim söylemek istediği çok şey vardır. Open Subtitles سوف امرر المايك له ، اعلم ان لديه الكثير ليتحدث بهِ
    Dünyaya sunacak o kadar çok şeyi varmış ki. Open Subtitles كيلبرن كان لديه الكثير ليقدمه للعالم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus