"لديه شئ" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şeyi
        
    • şey var
        
    • bir şey varmış
        
    Eğer Hee Won'un bir şeyi varsa o zaman beraber gideriz. Open Subtitles اذا هو يون لديه شئ ،، اذن سوف نذهب له سوية.
    Cinayet gecesi tüm generallerin saklayacak bir şeyi vardı. Open Subtitles هل تعرف ؟ أن في ليلة القتل كل جنرال كان لديه شئ يخفيه
    Kaybedecek bir şeyi olmadığını bilen; ancak korkmayan biri. Open Subtitles شخص يعلم انه ليس لديه شئ يخسره ومع ذلك لا يخاف
    Clark, Bay Luthor'un seninle konuşmak istediği bir şey var. Open Subtitles كلارك السيد لوثر لديه شئ أنه يريد أن يتكلم معك عن
    Ama elinde hâlâ fark yaratabilecek bir şey var. Open Subtitles أجل, لكن مازال لديه شئ واحد والذي بامكانه احداث فارق
    Bak, bir arkadaşının evinde olmanı savunmak zorunda değilsin ama sanki sakladığın bir şey varmış gibi davranıyorsun. Open Subtitles أنظر , لست مضطراً لتبرير وجودكفيمنزلصديقلك, لكنك تتصرف كمن لديه شئ ليخفيه
    Jesper. Delacroix davasıyla ilgili göstermesi gereken bir şey varmış. Open Subtitles جيسبر ، يقول أنه لديه شئ ليقوم بعرضه لنا بشأن ديلاكروا
    Bu adada hüzünlenecek bir şeyi olan tek sen mi varsın sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقد انك انت الوحيد على هذه الجزيرة الذي لديه شئ ما يحزنه؟
    bir şeyi halletmesi gerekiyormuş, korkarım boşu boşuna geldin. Open Subtitles , كان لديه شئ يجب أن يُنهيه لذا، أخشى أنك جئت سدى
    Bu beyefendinin söyleyecek bir şeyi var. Open Subtitles هذا الرجل المحترم لديه شئ ليتكلم عنه
    Satıcı olduğunu ve benim için bir şeyi olduğunu söyledi. Open Subtitles .قالانهتاجرمخدرات. و لديه شئ من أجلي
    - Tamam, bu bir suç mahalli bayan. - Evet, aslında bir şeyi vardı. Open Subtitles حسنا , هذا يكون مسرح جريمة يا آنسة - نعم , في الواقع , هو كان لديه شئ ما -
    Evet, sadece kaybedecek bir şeyi olduğu zaman. Open Subtitles اجل , فقط عندما يكون لديه شئ ليخسره
    Bir sapık, elinde bizimle ilgili bir şey var diye her şeyini verdiğin şirketinden vazgeçmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles أمي ، لن أدعكِ تتنازلين عن كلّ .. ما اجتهدتِ لتحقيقه فقط لأن ذلك المريض يظن أن لديه شئ ضدنا
    Oğlunun seninle konuşmak istediği bir şey var. Buraya onun için geldim. Open Subtitles ابنك لديه شئ ليخبرك به انا اتيت من اجله
    İstemiyorum; ama onda bana ait olan bir şey var. Open Subtitles لا أريد إيذائه لكن لديه شئ يخصنى
    İstemiyorum; ama onda bana ait olan bir şey var. Open Subtitles لا أريد إيذائه لكن لديه شئ يخصنى
    Bence bu çocuğun aklında bir şey var. Open Subtitles انا أعتقد ان هذا الفتى لديه شئ فى عقله
    Ve sanırım... Paul'un sana sormak istediği bir şey var. Open Subtitles و أعتقد أنّ (بول) لديه شئ يريد أنّ يسألك اياه
    Seninle konuşmak istediği bir şey varmış Open Subtitles قالت ان لديه شئ تخبرنا به

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus