Adamın bir ailesi var. Biraz duyarlı ol. | Open Subtitles | انظر الى الفوضى التى على الارض الرجل لديه عائلة, كن رحيماً, من اجل المسيح |
Bir ailesi var ve yine sahnede. | Open Subtitles | لديه عائلة الآن , و هو يعوض لعروض مرة اخرى |
Ölmek istemiyor, ailesi var, bombayı çıkarmanızı istiyor... | Open Subtitles | يقول أنه لا يريد الموت، لديه عائلة .. اخلعوا هذه عنه |
Bu yüzden hiç aşı olmamış bu yüzden bir ailesi yok. | Open Subtitles | لهذا السبب ليس لديه أيّ تطعيمات، ولهذا السبب ليس لديه عائلة. |
Bahse girerim Batman de benim gibi bir ailesi olamsını diliyordur. | Open Subtitles | اني اتحدى باتمان ان يكون لديه عائلة كهذه |
Ben de babamın izini sürdüm. Ama yeni bir ailesi vardı. Ve ondan uzak durmam için bana para teklif etti. | Open Subtitles | لذا تعقبت أبي، لكن كان لديه عائلة جديدة وحاول أن يعطيني بعض المال كي أبتعد عنه |
Adamın kendi işyeri var, ailesi var, savaş gazisi. | Open Subtitles | لقد إمتلك الرجل أعماله الخاصّة. كان لديه عائلة. وكان جندياً في الحرب. |
Müdürün bir ailesi var, bir eşi, ve Vargas ona genç kadınlar gönderiyor. | Open Subtitles | واردن لديه عائلة,زوجة وفرجاس استطاع الحصول منذ كان شابا |
Bu demek oluyor ki bir ailesi var ve onlar nerede olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | هذا يعنى ان لديه عائلة و لا فكرة لديهم اين هو |
Bugün şunu merak ediyorum: ailesi var mıydı? | Open Subtitles | وحتى هذه الأيام أتسال أن كان لديه عائلة ؟ |
Arkadaşımın kalabalık bir ailesi var. | Open Subtitles | حسناً، صديقي لديه عائلة كبيرة جداً. |
Her zaman Sonny Black onun ailesi var, bir hanıma sahip. | Open Subtitles | سوني بلاك في السجن طوال الوقت... لديه عائلة.. لديه خدم |
Bak, o polisin bir ailesi var. | Open Subtitles | إسمعي .. كما تعلمين ذلك الشرطي ... لديه عائلة إذاً |
Adamın bir ailesi var. | Open Subtitles | كان في المستشفى 20 سنة الرجل لديه عائلة |
Jake, bay Carmichael'ın bir ailesi var. | Open Subtitles | . جاك , السيد كارمكال لديه عائلة |
Bu adamın da ailesi var. | Open Subtitles | انظر.هذا الرجل لديه عائلة ايضاً. |
Hep o büyüyünce yakın olacağımızı, bir ailesi olacağını, benim de o ailenin bir ferdi olacağımı düşünürdüm. | Open Subtitles | دائما كنت أظن بأنه عندما أكبر سأكون أكثر لطفاً و سيكون لديه عائلة و سأكون جزئاً منها |
Donör olacak bir ailesi yokmuş, ama bir oğlu varmış. Onu bulmalıyım. | Open Subtitles | لديه عائلة لتكون متبرعة لكن لديه إبن ، يجب أن نعثر على هذا الرجل |
Onun da beslemesi gereken bir ailesi vardı. | Open Subtitles | هو أيضاً لديه عائلة ليزودها ايضاً |
Yüzündeki şekil bozukluğu, onu etkilemedi, çünkü bir aile desteğine sahipti, başarılı, doyurucu bir mesleği vardı. | TED | تشوه وجهه لم يأثر به لأنه لديه عائلة تسانده، وهو ناجح ، لديه عمل مرضي. |
Bay Reyes'in ailesi vardı. | Open Subtitles | تعرف، تعرف أن السيد (ريس) كان لديه عائلة |
Oğlunun böylesine güzel bir aileye sahip olacağını kim düşünebilirdi? | Open Subtitles | من كان ليتخيل هذا؟ إنه لديه عائلة جميلة جداً هل سيتاح لي أن أقابل عائلتك؟ |