"لديه مكان" - Traduction Arabe en Turc

    • bir yer
        
    • bir yeri
        
    • yeri var
        
    • yeri yok
        
    • bir yere
        
    • evi
        
    Evet, bir o... bir de beladan uzak durabileceğim bir yer. Open Subtitles حسنا, وسيكون لديه مكان يمكنني فيه أن أبتعد عن المشاكل, نعم
    Çalıştığı bir bölüm var mıydı? Ya da aletlerini sakladığı bir yer? Open Subtitles هل كان لديه مكان يعمل به مكان يحتفظ فيه بأدواته ؟
    Beyin sıvısı akmaya başladığında, gidecek bir yeri olmaz. Open Subtitles , و عندما يتورم المخ هكذا ليس لديه مكان ليذهب إليه
    Gallagher'ın böyle şeyler için insanları götürdüğü bir yeri olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles هل تظن أن جالاجير لديه مكان يأخذ إليه الناس للتعذيب؟
    Hatıra aldıklarını sakladığı özel bir yeri var. Open Subtitles كان لديه مكان خاص مكان يحتفظ فيه بتذكاراته ويقيم فيه
    Albert Doreen'i seviyor. Biddy Fox'un gizli bir yeri var. Open Subtitles البرت يحب دورين بريدى فوكس لديه مكان سريا
    Teknik olarak, koyacak bir yeri yok çünkü adama tekmeyi koydun. Open Subtitles إنه ليس لديه مكان لأنكِ قمتِ بركله الى الخارج
    Elbette kimse vefakâr oğulu alkışlamaz, çünkü vefakâr oğul asla bir yere gitmez. Open Subtitles الإبن المخلص ليس لديه مكان يذهب إليه -إذاً ما الذي غير رأيك رايموند؟
    Sorundan uzak durabileceğim bir yer de var. Open Subtitles حسنا, وسيكون لديه مكان يمكنني فيه أن أبتعد عن المشاكل, نعم
    Yapımcı Brooklyn'de kalabileceğimiz bir yer ayarladı, beni orada bulamazlar. Open Subtitles المنتج لديه مكان في بروكلين ولن يجدوني هناك
    Baban özel eşyalarını saklamak için böyle bir yer isterdi. Open Subtitles اباك كان يفضل ان يكون لديه مكان يحتفظ فيه باغراضه الخاصة
    Sahilde küçük bir yer, bir tekne. Open Subtitles أجل ، وقد ذكر أنّ لديه مكان على الشاطئ وقارب صيد
    Seninkinin çalacak bir yeri olur, ben de kapıda para toplayıp kredi kartı borçlarımı öderim. Open Subtitles صديقك سوف يكون لديه مكان للعزف ويمكنني محاسبة الاشخاص عند الباب واسدد فواتير بطاقاتي الائتمانية منها
    Kalacak bir yeri yoksa burada kalabilir Open Subtitles ليس لديه مكان يذهب إليه لذ يمكنـه الـبـقـاء هـنـا
    Gidebileceği daha iyi bir yeri olan hiç kimsenin burada işi olmaz. Open Subtitles لا أحد هنا لديه مكان أفضل من هذا ليتواجد به
    Gidecek bir yeri yoksa, onu ailemize alacağız. Open Subtitles سنأخذه معنا, إذا لم يكن لديه مكان للذهاب إليه
    Başkomiserim, D'angelo'nun şehir dışında bir yeri var. Open Subtitles يا كابتن دي انجليوا لديه مكان بعيد عن المدينة
    - Aslan Kapısında yeri var. Open Subtitles لديه مكان هناك عند بوابة الأسد
    Arabasında yaşıyormuş. Kalacak hiç yeri yok. Open Subtitles كان يعيش في سيارته وليس لديه مكان ليبقى فيه
    Yaşayacak bir yere de ihtiyacı var, belki bodrumda kalmasına izin verir ve maaşından kirasını düşeriz, ne dersiniz? Open Subtitles وهو أيضاُ ليس لديه مكان يعيش فيه لذا مارأيكم أن نسكنه بالبهو ونقتطع من راتبه الإيجار
    - Bana Barry demekten vazgeç. - Bu doğru. Bu adamın evi tapınak gibi Tüm duvarlar senin resimlerinle dolu! Open Subtitles - ارجوك , توقف عن مناداتي " بباري " انها الحقيقة , هذا الشخص لديه مكان خاص بكِ في منزله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus