"لديه وقت" - Traduction Arabe en Turc

    • zamanı var
        
    • vakti yok
        
    • vakti var
        
    • zamanı yok
        
    • için zamanı
        
    • zamanı vardı
        
    • ayıracak vakti
        
    • vakti vardı
        
    • yeterince zamanı
        
    Eskiden bana zaman ayırırdı. Ama şimdi sadece Sonia için zamanı var. Open Subtitles لقد كان لديه وقت لي ، أما الآن فوقته مُكَرس فقط لسونيا
    O halihazırda Başkan değil de ondan. Senden daha fazla zamanı var. Open Subtitles حسناً، هو ليس الرئيس الحالي، لذلك سيكون لديه وقت أكثر مما لديك
    Bülbül yuvasında tüylerini temizliyor, dinlenecek vakti yok Open Subtitles طائر أبو الحناء يبني عشه لديه وقت قليل جدا للإرتياح
    - Acele etmezse otobüsü kaçıracak. - vakti var. Open Subtitles من الأفضل أن يسرع وألا ستفوته الحافلة لديه وقت
    Şu an Bay Wellington'ın zamanı yok. Open Subtitles حسنا , يا خرء شارلز ولنجتون ليس لديه وقت للإجابة علي أي سؤال الآن
    Yani Stephen'ın Chicago'dan gelip aspirinle Daphne'yi öldürecek kadar zamanı vardı. Open Subtitles اذ ستفيان كان لديه وقت للعودة من شيكاغو وقتلها بـ الأسبرين ؟
    Artık bir kahraman, annesine ayıracak vakti yok. Open Subtitles الأن أصبح بطلاً و ليس لديه وقت لأمه.
    Seçim döneminin ortasında bile sorunlu küçük kardeşine yardım etmek için hala zamanı var. Open Subtitles أتعلم, فيمنتصفالانتخابات, مازال لديه وقت لمساعدة أخيه المريض
    Onları Charleston'dan gemiye alıp buradan denize açılıyorsa, bunları yapacak zamanı var demektir. Open Subtitles حسنا, لو كان يضعهم على متن القارب فى تشارلستون و يبحر بهم لها سيكون لديه وقت للاثنان
    Hesapladığımdan ve düşündüğümden daha az zamanı var. Open Subtitles لديه وقت اقل مما ظننت اقل مما اقدر على تخمينه
    Başkomiserin gündem görüşmesi biraz daha zamanı var mı? Open Subtitles لا أعتقد بأن النقيب لديه وقت إضافي لخطط أخرى ؟
    - Ben bir yaş büyük olduğunu sanıyordum. - Hala zamanı var. Open Subtitles أعتقدته أكبر بسنة، لازال لديه وقت
    Uyumaya bile vakti yok, düğünle uğraşacak hali yok... yani bir bakıma bu işi tek başıma yapacağım. Open Subtitles هو بالكاد لديه وقت لينام يدع خطط الزفاف لى اذا من الواضح اننى ساقوم بذلك بنفسى
    Yakalandığımdan haberi olmadığından sorgusunu planlayacak vakti yok. Open Subtitles لن يكون لديه إشعار مسبق بالقبض علي لن يكون لديه وقت للتخطيط لإستجوابي
    Kimin vakti var ki, iştir, ailedir, hobilerdir, mazeret saymadır? Open Subtitles من لديه وقت مع وجود أعذار مثل العائلة والهوايات وسماع الموسيقى؟ ياللهول
    Dünyanın senin gibi küçük insanlar için zamanı yok. Open Subtitles العالم لَيْسَ لديه وقت .لأناس صِغارِ مثلك
    Sizi göremek için zamanı olmayacak yada bugün için olmaz. Open Subtitles لن يكون لديه وقت ليراك او اي شخص اخر اليوم.
    Belki sadece bir tane asmak için zamanı vardı ya da diğeri düştü. Open Subtitles ربما كان لديه وقت فقط لتعليق واحد، أما الأخريات فقد وقعت
    Kimsenin senin saçmalıklarına ayıracak vakti yok. Open Subtitles لا أحد منا لديه وقت للإلتفافك اللعين
    Sayın Hâkim, savunmanın önduruşmada bunu tartışacak çok vakti vardı. Open Subtitles سيادة القاضيه كان الدفاع لديه وقت كافي للجدال حول مجرى المحاكمة
    Bay Bond'un kalbini çıkarttığında, durduğunu görmesi için yeterince zamanı olacak. Open Subtitles سيكون لديه وقت كاف لرؤيته و هو يتوقف عن الخفقان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus