Bu departman onun günahlarinin bedelini ödemek zorunda değil, ...O yüzden tekrar soruyorum. | Open Subtitles | هذا القسم لا يستحق أن يدفع ثمن مخالفاته، لذا فأنا أطلب منكَ مجدداً |
Olay yerine henüz gitmedim, O yüzden ben de az şey biliyorum. | Open Subtitles | لم اطأ مسرح الجريمة بعد، لذا فأنا لا أملك الكثير من التفاصيل |
Ve ben hayal gücümü yaşamak için kullanırım. bu yüzden ne konuştuğumu biliyorum. | Open Subtitles | و انا استعمل خيالى من اجل الحياه لذا فأنا اعلم عن ماذا اتحدث |
Onları nasıl kullanacağını merak etmiştim bu yüzden onların fünyelerini kaldırmıştım. | Open Subtitles | أنا قلقت من احتماليَّة استخدامه لها لذا فأنا أزلتُ الصواعق منها |
Fransızlar tüm Amerikalıları kaba olarak görmekte kararlı, ben de ona göre giyindim. | Open Subtitles | الفرنسيون يرون كل الأمريكان كأشخاص ريفيون لذا فأنا أرتدي هذا الجزء من الملابس |
Ve bu fırsattan yararlanarak size mutlulukla takdim ediyorum ses izi. | Open Subtitles | لذا فأنا سعيد للغاية أن أتيحت لي الفرصة لأقدم لكم الموسيقى التصويرية |
Sonra oğlunuza verdiniz ve ben de size geri veriyorum. | Open Subtitles | ثم أعطيته له بعدها لذا فأنا أعيده لك |
O yüzden duymak isteyeceğim şeyleri söyleme eğiliminde olduğunu bildiğimi bil. | Open Subtitles | لذا فأنا أعلم أنك تميل لإخباري بما تظن أني أود سماعه |
O yüzden lisanslı spor antrenörü olarak gücümü kullanacağım ve ayağa kalkmanızı isteyeceğim. | TED | لذا فأنا سأناشدكم بصفتي مدرّبة تمارين معتمدة، لأطلب منكم أن تقفوا جميعاً. |
Ben bir jeoloğum, O yüzden oldukça heyecanlıyım, fakat, dünya mükemmel. | TED | أنا عالمة جيولوجيا، لذا فأنا متحمسة جدا بشأن هذا. لكن الأرض رائعة. |
Şey tabii ki çok yaşlandım, O yüzden aynı görünmüyorum. | Open Subtitles | حسنا ، لقد أصبحت كبير السن بالطبع ، لذا فأنا لا أنظر إلى نفسي |
Ne dersem hoşgörülü bir alay ile karşılanacak, O yüzden bir şey demeyeceğim. | Open Subtitles | أولادي الأعزاء، مهما قلت فستجمع آرائي بين التسامح والسخرية لذا فأنا أفضل إلتزام الصمت |
Öncelikle, üzerimde bir cep telefonu yok, bu yüzden güvenli taraftayım. | TED | بدء، ليس عندي هاتف جوال، لذا فأنا في مأمن. |
Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum. | TED | إنني أم، لذا فأنا أحرص على مستقبل طفلي. |
Eski evindeki herşeyi sattı. bu yüzden, ben de satıyorum. | Open Subtitles | لقد باع كل شيء في حيه لذا فأنا أبيع كل شيء أيضا |
bu yüzden Nice'de kimliğimi saklayarak yaşıyorum çünkü kocamla ben çok vahşi düşmanlara sahibiz. | Open Subtitles | لذا فأنا متسترة في نيس، لأن لي ولزوجي أعداء شنيعين |
Artık kullanmıyor ben de çıktı almanın çeşitli yollarını öğrendim. | Open Subtitles | لم يعد يستخدمها لذا فأنا أعلم نفسي الطبع نوعاً ما |
Yine de, "ah" "oh"lar, "öldüm" "bittim"ler olma ihtimali hala var, bu yüzden, yerlerinize dönmenizi... ve kemerlerinizi bağlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | لايزال هناك احتمال أننا يمكن أن نواجه بعض الإضطرابات والتقلبات، لذا فأنا أسألكم العودة إلى مقاعدكم وربط أحزمة الأمان الخاصة بكم. |
Parasını ödüyor, hükmü ben veriyorum. | Open Subtitles | أنا من يدفع النقود، لذا فأنا من يقرَر |