yani her zaman böyle sık orman görebilirsiniz, yapmak zorunda olduğunuz şey açık yerler bulmaktır. | TED | لذا فكل مرة تشاهد غابة من الاسمنت مثل هذه ، فإن ما يجب عليه فعله هو أن تجد فضاءات مفتوحة. |
yani her bir nota farklı bir mikrop grubunu temsil eder. | TED | لذا فكل نقطة تمثل ميكروبات حديقة حيوان كاملة. |
Yarın geleceğe döneceğiz, yani her şey silinmiş olacak. | Open Subtitles | سوف نعود للمستقبل فى الغد لذا فكل شيء قد تم محوه. |
Anlaşılan ters giden bir uyuşturucu işi ancak gerçek şu ki hiçbir bok bilmiyoruz, yani her şey mümkün. | Open Subtitles | إذاً، رجُلين قاموا بضربه تبدو كإنها صفقة مخدرات فاشلة لكن الحقيقة، لا نعرف شيئاً، لذا فكل شيء ممكناً |
Kendimin patronuyum ama hepimiz eşitiz, yani her şey serbest. | Open Subtitles | أنا رب عملي نوعاً ما، لكننا جميعاً متساوون، لذا فكل شيء مقبول. |
Yani, her şey sonunda istastiğe bağlanırdı. | TED | لذا فكل شيء يدور حول البيانات |
Top Gun kupası hala ortada duruyor... yani her puana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | ميدالية (الخبير) تنتظر مقتنصها لذا, فكل نقطة مهمة |