Bildiğiniz gibi ergenlik yıllarımda kontrolden çıkmıştım. Her günümü bir sonraki gün yaşayacak mıyım diye düşünerek geçiriyordum. | TED | لذا كما استنتجتم في سنوات مراهقتي كنت قد ضعت في الواقع أذهب كل يوم أتساءل إذا كنت سأعيش في اليوم التالي |
Gördüğünüz gibi karmaşık bir problem. Her milisaniyede gözünüzden çıkarak beyninize giden ve beyninize o an ne gördüğünü bildiren bu darbe dizileri var. | TED | لذا كما ترون الامر معقد لاننا نملك هذا النمط من النبضات التي تخرج من أعيننا كل ميلي ثانية وتخبر الدماغ ما الذي نراه |
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu pahalı ve biraz tehlikeli bir şey. | TED | لذا كما تتخيلون، إنها غالية وخطيرة قليلاً. |
Yani bilirsin, o oynaşmalardan sonra eminim mutludan da öte olacaktır. | Open Subtitles | لذا كما تعلمين, حالما يتجاوزان الفضيحة، سوف تغدو أكثر من سعيدة. |
Yani tehlike büyüdükçe insanlığımız da güçleniyordu. | TED | لذا كما تصبح مخاطر أقوى انسانيتنا تصبح أقوى. |
Hayvanların eşitliğine inanıyorlar bu yüzden, pek mutlu değiller. | Open Subtitles | و هم يؤمنون بحقوق مساواة الحيوان لذا كما تعلمين , إنهم غير راضين جداً |
Anladığınız üzere sizin koliler ağzına kadar çakma balık krakerleriyle doluyken esas balıkların olduğu koliler bizde. | Open Subtitles | لذا ,كما ترى نحن نملك الصناديق المملوئة بالسمك الحقيقي لكن صناديقك مملوئة بكعك السمك المزيف لذلك... |
Gördüğünüz gibi, aslında sürekli bir şeyler çözüyoruz. | TED | لذا كما لاحظتم، نقوم دائما بإيجاد الحل. |
1900'lü yıllarda, bildiğiniz gibi güvenli sınırların epey içerisindeydik. | TED | لذا كما ترون، فإنه في عام 1900 كنا ضمن حدود السلامة. |
Gördüğünüz gibi, neredeyse tüm hayatım boyunca bir tasarım düşünürüydüm. | TED | لذا كما يمكنك أن تروا، كنت أمارس تصميم التفكير طوال حياتي تقريبا. |
Gördüğünüz gibi insanlar zarar ve ondan korunma konularına özen gösteriyorlar. | TED | لذا , كما ترون الناس تهتم بمسائل الضرر والرعاية. |
Yani dediğim gibi, ilerleyeceğiniz ve oyun katmanını oluşturacağınız bu yol camla, çimentoyla ve metalle kaplı değil. | TED | لذا كما قلت ، الطريقة التي سنتبعها في بناء هذه الطبقة ليست بالزجاج و الصلب و الإسمنت |
Gördüğünüz gibi, köstebek sorunu söylentileri tamamen yanlış. | Open Subtitles | لذا كما ترون, أي شائعة عن مشاكل عن حيوانات الخلد, ليس صحيحة كلية |
Tamam, anlaştığımız gibi kontrol bendeymiş gibi davranacağım. | Open Subtitles | حسنا لذا كما أتفقنا نتسم بأننى أنا من أتحكم فهمت لا ,أتركيه على الهاتف |
Gördüğün gibi seçim sandığını duygularını incitmemek için ortadan kaldırdım. | Open Subtitles | لذا كما عرفت تخلصت من صندوق الإقتراع لإنقاذ مشاعرك |
Gördüğünüz gibi bayanlar, bu çalışan bir fıskiye. | Open Subtitles | لذا كما ترون ، يا سيدات. انها فعلاً تبدو مثل النافورة. مع طائر. |
Yani, görüyorsunuz ki, sizden evlenmek için izin istediği zaman beni kastetmişti. | Open Subtitles | لذا كما ترى، فعندما طلب الإذن بالزواج، كنتُ أنا مَن يقصدها |
Yani senin iki kere ölmen gerekirdi ama ölmedin. | Open Subtitles | لذا كما ارى لقد قدر لك ان تموت مرتين ولكن لم تفعل |
Hiçbir şey görmedim, bu yüzden nasıl edebilirim ki? | Open Subtitles | أو مساعدتكم فلم أرى شيئاً , لذا كما تعلمون , ما الذي يمكنني تقديمه ؟ |
- Evet, bu yüzden... siz ikiniz çenenizi sıkı tutacaksınız tamam mı? | Open Subtitles | لذا كما ترون يجب ألا تقولوا شيئا .. حسنا ؟ |
Gördüğün üzere ben, temyiz talebinde bulunan kendi kendimi savunacağım ve geçici hakim olacağım. | Open Subtitles | لذا كما ترى سيستأنف الحكم ... ستكون حجة الوحيدة بجانب أنكَ كنتَ |