Ama 3 hafta içinde, ofise dönüştürüyorlar, o yüzden şimdi boş. | Open Subtitles | لكن بعد ثلاثة أسابيع سيحوّلونها إلى مكتب لذا هي فارغة الآن |
Evine gitmiş. Sevgilisi duştaymış. Yatağı yapmak istemiş, o yüzden banyoya gitmiş. | Open Subtitles | هي تريد ترتيب الفراش، لذا هي تذهب إلى الخزانة إحزري ماذا وجدت |
Başka bir şeye zamanım olmayacak, o yüzden beni unutmalı. | Open Subtitles | ولا أملك الوقت لأي شئ آخر. لذا هي يجب أن تنسي أمري. |
Şimdi ise Lindsey kariyerinde yükseldi, bu yüzden o daha başarılı. | Open Subtitles | لكن الآن مهنيةَ ليندساي إرتفعت كالصاروخ لذا هي أكثر نجاحاً |
Onu dolandıran ve hiç yeşil kart başvuru işlemlerini başlatmayan göçmenlik avukatına 8.000 dolar harcadı bu nedenle o da vazgeçti. | Open Subtitles | لقد انفقت 8 آلاف دولارعلى محامي الهجرة الذي قام بسرقتها و لم تحصل ابداً على البطاقة الخضراء لذا هي فقط استسلمت |
Böylece o ve arkadaşı buraya seni öldürmeye geldiler. | Open Subtitles | لذا هي وشريكها جائوا لقتلك |
Kadınlar freni çok daha fazla kullanırlar bu yüzden fren çok çabuk eskir. | Open Subtitles | تميل النساء إلى استخدام الفرامل بشكل أكثر لذا هي تضعف معهم بشكل أسرع |
Sevgilisi duştaymış. Yatağı yapmak istemiş, o yüzden banyoya gitmiş. | Open Subtitles | هي تريد ترتيب الفراش، لذا هي تذهب إلى الخزانة إحزري ماذا وجدت |
CT için sakinleştirici verdiler, o yüzden biraz sersem gibi. | Open Subtitles | كانت تحت الإختابارات الكاملة فحص , لذا هي مرهقة بعض الشئ |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد إنتقلت إلى القسم التقني , لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
Arkadaşlarla dışarı çıktı, ben gitmedim diye de biraz huysuz o yüzden de neler kaçıyorsun numarasını yapıyor. | Open Subtitles | هي بالخارج مع بعض الأصدقاء و منزعجة قليلاً لعدم ذهابي لذا هي تحاول بالأسلوب القديم |
Buradaki kasap bana bayılır. o yüzden hep indirim yapar. | Open Subtitles | الجزارة من معجبيني، لذا هي تعطيني خصومات |
Ne yazık ki, başkan yardımcısı hala Avustralya ile telefonda o yüzden bugünkü tanışma kahvaltısını ileri bir tarihe ertelememiz gerekecek. | Open Subtitles | لسوء الحظ، نائبة الرئيس ما زالت عالقة في مكالمة هاتفية مَع أستراليا لذا هي ستتأخر |
Dördüncü Cadde Karakolu'nda çalışıyor, o yüzden farklı bir yer olsa iyi olur. | Open Subtitles | هي تعمل في مركز الشارع الرابع, لذا .هي في مكان لا تعرفه |
Orada gördüğünüz bakir bir leprikon. o yüzden fiyat 10 dolar. | Open Subtitles | حسنٌ، هناك جنّي بكر، لذا هي بـ10 دولارات. |
O bir spor öğretmeniydi, o yüzden tüm ağır kaldırmayı ona bıraktık. | Open Subtitles | هي كانت معلمه تربيه رياضيه لذا هي ستقوم برفع الاثقال |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
Çalışmak istiyordu, ve bu yüzden o bizim yeni garsonumuz. | Open Subtitles | لقد أرادت الوظيفة بشدّة. لذا هي نادلتنا الجديدة. |
İyi bir baba anneyi mutlu eder ki, o da çocukları çileden çıkarmasın. | Open Subtitles | أي أبّ جيد يَبقي الأمّ في حالة سعادة لذا هي لا تُوصلُ الأطفالَ مجانينَ. |
Ve onu ben yetiştireceğim. Böylece, O asla bilemiyecek. | Open Subtitles | وسأرفعها لذا هي لن تعرف |
Patti baştan başlamak istiyor, bu yüzden Nevada'ya geri dönecekmiş. | Open Subtitles | تحتاج باتتي الى بدايه جديده لذا هي سترجع الى نيفادا |