Durumu aynı,ama hala biraz iç kanama var, Bu yüzden ameliyat için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | إنها مستقرة ، لكن مازال هناك نزيف داخلي . لذلك هم يجهزونها للعميلة |
Bu yüzden toplulukları su, meyve ağaçları, çiçekler ve hayvanları ortak yerleşim alanlarına dahil ederek tasarlarlar. | TED | لذلك هم يصممون مجتمعات تشمل المياه وأشجار الفواكه والأزهار والحيوانات في الأماكن العامة على الموقع. |
Bu yüzden denizcilerden daha cesur diğer pilotlardan daha gururludurlar. | Open Subtitles | لذلك هم اشجع من البحارة... وأكثر فخرا من الطيارين منتظم. |
Köpekleri bunu yaparken görmüştük. Bu şekilde emin olabiliyorlardı. Bu yüzden... | Open Subtitles | الكلاب تفعل ذلك,لذلك هم يعرفون بعضهم البعض. |
Demek bu şekilde nereye saldıracaklarını malın nerede olduğunu bliyorlardı. | Open Subtitles | لذلك هم عرفوا كيف واين يضربوننا واين القادة والحقيبة كانت |
Tekrar öyle bir şeyin olmayacağından emin olmak istediler, o yüzden kuralları sıkılaştırdılar. | Open Subtitles | لقد أرادوا أن يتأكدوا أن هذا لن يحدث مجدداً .. لذلك هم أحكموا الحصار |
Lee Jay'in kendine engel olamayan ve Bu yüzden öldüren tiplerden olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرَني أن لي جاي كَانَ واحد من أولئك الأفرادِ المُحَطّمينِ الذي لا يستطيعوا إيقاف أنفسهم ، لذلك هم يجب أن يقتلوا |
Bu yüzden ilginçler ya. Hadi bakalım. Parti resmen başladı. | Open Subtitles | لذلك هم شيقون حسناً، ها هى، الحفلة بدأت رسمياً |
"Lily ve Bart hiç boşanmadılar, Bu yüzden teknik olarak hâlâ evliler." | Open Subtitles | ،ليلي وروفس لم يحصلا علي الطلاق لذلك هم لايزالا زوجان |
İnsanlar sinemaya gittiklerinde Titanik'in batacağını biliyorlardı ama izlemesi güzeldi, Bu yüzden gittiler. | Open Subtitles | الناس علمو أن التيتانيك سوف تغرق حينما ذهبو لمشاهدة الفلم, ولكنه كان من الجيد المشاهدة,لذلك هم ذهبو لمشاهدته. |
Bu yüzden sadece onlar güçlendi. | Open Subtitles | لذلك هم فقط كان بامكانهم أن يصبحوا أقوياء |
Askerler biraz salak Bu yüzden aynı zamanda anneciğin hasta olmayan kısımlarını da vuruyorlar Bu yüzden annecik biraz hasta hissediyor. | Open Subtitles | الجنود هم قليلاَ تافهين لذلك هم أيضا يطلقون النار على أجزاء من جسم أمكم التي ليست سيئة وهذا يجعل أمكم تشعر بالمرض |
Herkesi yakaladılar Bu yüzden bir anlamı yok, bana bakmaya gelebilirler de. Sadece istifçilik yapıyorlar. | Open Subtitles | فقد أمسكوا بهم جميعًا، لذا ليس من المنطقي أن يبحثوا عني، لذلك هم يطوّقون العلبة فحسب |
Hayır ama onun bir taklidi. Bu yüzden bu kadar tehlikeliler. | Open Subtitles | كلا، بل محاكاة ساخرة لها لذلك هم غاية في الخطورة |
İnsanlar bunu anlamıyor, Bu yüzden de bana tuhafmışım gibi davranıyor. | Open Subtitles | الناس لا تفهم ,لذلك هم يعملونني كأنني غريب الأطوار. |
Hepsi kayıt işine girmek isterler Bu yüzden işlerini çok iyi yaparak bizi kızdırmak istemezler. | Open Subtitles | واللذين يطمحون لأن يصبحوا منتجين لذلك هم لايريدون أن يغضبونا كثيرًا ببراعة عملهم |
Bu yüzden kömürü parlatıp kıymetli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | لأن آل غور يذهب المكسرات والدب القطبي يقع أكثر، لذلك هم تلميع وحتى ذلك الحين نقول انها ثمينة. |
Bu yüzden neler olup bittiğini anlamaları lazımdı. | TED | لذلك هم بحاجة لفهم ما كان يجري. |
- Bu yüzden koltuk altları kıllı. - Demek istediğimi anladın mı? | Open Subtitles | لذلك هم مشعرين أرأيت ماذا أقصد |
Bay Gates, politika yapmam, uygularım. - Demek yolumu tıkıyorlar? | Open Subtitles | سيد جاتس انا لا اصنع السياسه ولكنى انفذها لذلك هم يبعدونى |
Demek istediğin bizim onları rahatsız ettiğimiz, o yüzden bizi etrafta istemedikleri. | Open Subtitles | تعني جعلناهم يشعرونبعدمالراحة, لذلك هم لا يُفضّلُون أَنْ يَأخُذونا حولها. |