Ama şeytanlar kazansa bile bunu görmek için orada olamayacaksın. | Open Subtitles | لكن حتى لو انتصرت الكائنات الشريرة فلن تتواجد لرؤية ذلك |
Evet, bunu görmek için barda çalışmaya gerek yok. | Open Subtitles | نعم، ليس على المرء أن يكون عامل بار لرؤية ذلك |
- bunu görmek için yaşamak istemiyorum. - Kırıcı bizde. | Open Subtitles | انا لااريد العيش لرؤية ذلك نحن لدينا دسربتر |
Şurada bunu görmek için birkaç papel ödeyecek elemanlar var. | Open Subtitles | ثمّة مسنّان مستعدّان لدفع الكثير من المال لرؤية ذلك. |
bunu görmek için para bile verebilirim. | Open Subtitles | أنا أدفع لرؤية ذلك الواحد، في الحقيقة. |
Erkeklerin bunu görmek için para vermesi pek normal değil. | Open Subtitles | لا تبدو طبيعية، الناس يدفعون لرؤية ذلك. |
Toplayacağım. Ama sen bunu görmek için buralarda olamayacaksın. | Open Subtitles | بلى، وللأسف لن تكون حاضراً لرؤية ذلك |
Meğer bunu görmek için kendime izin vermemişim. | Open Subtitles | أنا فقط لم أسمح لنفسي لرؤية ذلك |
bunu görmek için Varanasi, Hindistan'dayım. | Open Subtitles | و أنا في فاراناسي في الهند لرؤية ذلك. |
bunu görmek için neler vermezdim. | Open Subtitles | سأدفع ثروة لرؤية ذلك |
Ama asıl önemlisi, Ben bunu görmek için oradaydım. | Open Subtitles | لكن الأهم أني " "كنت حاضرة لرؤية ذلك |
bunu görmek için neler vermezdim. | Open Subtitles | سأدفع مالاً لرؤية ذلك. |
Burr artık onlardan biri. bunu görmek için çok yaklaştık. | Open Subtitles | (بور) أحدهم الآن، أنت فقط قريبة جداً لرؤية ذلك. |
bunu görmek için her fiyatı öderim. | Open Subtitles | سأدفع أي ثمن لرؤية ذلك. |
bunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | -أتعني، يقفز؟ أتوق لرؤية ذلك |
- bunu görmek için para verirdim. | Open Subtitles | -وأنا مستعدة لأدفع لرؤية ذلك |