Hastane'nin eczacısı doğum kontrol reçetelerini vermeyi reddettiği için işinden kovuldu. | Open Subtitles | طُرد الصيدلي من صيدليّة المشفى لرفضه صرف وصفة تحديد نسل. |
Roma askeriymiş gerçekten vazgeçmeyi reddettiği için şehit düşmüş. | Open Subtitles | لقد كان جندياً رومانياً أستشهد لرفضه التخلّي عن الحقيقة. |
NSA'yla bilgi paylaşmayı reddettiği için haberlerdeydi. | Open Subtitles | هو انتشر في جميع الأخبار لرفضه مشاركة المعلومات مع وكالة الأمن القومي. |
Ailemize ileride katkıda bulunmayacağı için Jaime'yi reddettin. | Open Subtitles | وأدرت ظهرك لـ(جايمي) لرفضه مشاركتك في مستقبله |
Ailemize ileride katkida bulunmayacagi için Jaime'yi reddettin. | Open Subtitles | وأدرت ظهرك لـ(جايمي) لرفضه مشاركتك في مستقبله |
İzinsiz bir gosteriyi terk etmeyi reddettigi icin 12 yil once tutuklanmis. | Open Subtitles | اعتقل منذ 12 سنة لرفضه مغادرة تظاهرة غير مرخص لها |
Sigarasını söndürmeyi reddettiği için bir restoran daha ondan şikayetçi mi oldu? | Open Subtitles | هل اشتكى مطعم آخر منه لرفضه إخماد سيجارته؟ |
Lowell orduya katılmayı reddettiği için hapisteydi. | Open Subtitles | كان (لويل) في السجن لرفضه الخدمة في القوات المسلحة |
Dostluk teklifini reddettiği için Galavan'a saldırması? | Open Subtitles | الهجوم على (غالفان) لرفضه تحالف؟ |
Ailemize ileride katkıda bulunmayacağı için Jaime'yi reddettin. | Open Subtitles | (أدرت ظهرك ل(جايمي لرفضه المساهمة في مستقبلها |