Böyle küçük miktarları bildirmek zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطرًا للابلاغ عن تلك الكميات الصغيرة لم أخرق أيّ قانون فلا يمكنك اعتقالي |
İstediğimi almak uğruna beyazlar için koşmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطرًا للركض لذوي البشرة البيضاء لنيل مُرادي. |
Sana bunu açıklamak zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطرًا لتفسير تصرّفاتي لكِ. |
Ama Dinah, sonra fark ettim ki kimse olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لكنّي يا (داينا) أدركت أنّي لستُ مضطرًا لأكون أي أحد. أنا ما أنا عليه فعلًا. |
Ama Dinah, sonra fark ettim ki kimse olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لكنّي يا (داينا) أدركت أنّي لستُ مضطرًا لأكون أي أحد. أنا ما أنا عليه فعلًا. |
Damon, Şeytan için çalışıyorum. Adil oynamak zorunda değilim. | Open Subtitles | (دايمُن)، أعمل لحساب الشيطان، لستُ مضطرًا للعب بنزاهة. |
Seni öldürmek zorunda değilim, Oliver Queen. | Open Subtitles | لستُ مضطرًا لقتلك يا (أوليفر كوين). |