Özür dilemek zorunda değilsin. Yüzlerce insanın hayatını kurtardın. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لذلك، لقد أنقذت مئات الأنفس. |
Burada olmak zorunda değilsin, biliyorsun değil mi? Yani teknik olarak sadece birimiz bundan para alıyoruz. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للبقاء هنا فأنا الذي يتقاضى أجرًا |
Benimle gelmek zorunda değilsin ama bana engel olamazsın. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لمرافقتي لكن ليس بمقدوركِ اعتراض طريقي |
Bunu yapmak zorunda değilsin. Sana hayatımı borçluyum sonuçta. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لفعل ذلك، إنّي مدين لك بحياتي. |
- Hayır. Buna hiç gerek yok. | Open Subtitles | -لا، لستِ مضطرّة لفعل ذلك |
Tamam. Bana anlatmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنٌ، لكن أنصتي، لستِ مضطرّة للتحدث عنهم معي. |
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Pekala kahve uzmanı... ..eğer benim yerimde olsaydın, kalır mıydın yoksa gider miydin? | Open Subtitles | أعي الأمر، لستِ مضطرّة لقول أي شيءٍ، لكنمِننادلةإلى مُذيعة،لوكنتِمكاني.. |
İstemediğin bir şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة أن تفعلي ما لا تريدين. |
İstemediğin bir şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة أن تفعلي ما لا تريدين. |
İlla ki güvenmek zorunda değilsin. Ama o, seni seviyor. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للوثوق فيه لكنّه يحبّك |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | تعلمين أنّكِ لستِ مضطرّة للقيام بهذا |
- Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Yeni bir arkadaşımın olması yeterli bir ödeme. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لذلك الصداقة تعويض كاف |
Öylece durmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للوقوف هناك يا فتاة |
İstersen gidebilirsin. Kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | بوسعك الانصراف، لستِ مضطرّة للمكوث. |
Birinin gölgesinde kalmak zorunda değilsin | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للإختباء في ظلّ أيّ أحد |
- Yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة إلى ذلك |
Dinle, Mia, istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنصتي يا (ميا)، لستِ مضطرّة للمتابعة ما لم تودّي ذلك. |
Açıklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | . لستِ مضطرّة للتوضيح |
Böyle yaşamak zorunda değilsin Shira. Bizimle güvende olursun. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للعيش على هذا النحوِ يا (شيرا)، ستكوني آمنةً معنا. |
Kalmak zorunda değilsin, gerçekten. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للبقاء, بجدّية. |
Bunu yapmana hiç gerek yok. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة لفعل ذلك! |