kendinde değilsin. Kalbim birden göğsümü yumruklamaya başladı sanki! | Open Subtitles | أنت لست على طبيعتك قلبي يضرب في صدري فجأة |
Son zamanlarda kendinde değilsin. | Open Subtitles | إنّك لست على طبيعتك مؤخّرًا، والآن تجوبين معتدية على ذاك الرجل؟ |
Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın sen ama şu an kendinde değilsin ve bir sabırsız daha istemiyorum. | Open Subtitles | مهلاً، لقد فعلت ما تحتم عليك، ولكنك لست على طبيعتك الآن ولكن لا يمكنني أن أكون هنا ومعي شخص ميؤوس منه |
Kendin gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لست على طبيعتك |
Evet ama biz evdeyken her şey yolundaymış gibi davranmıştın şimdi de Central şehrindeyken kendin gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | أجل، لكنّ ردود فعلك كانت كما يرام حيال كلّ شيء في مدينتنا أما الآن وقد جئنا لمدينة (سنترال)، فإذا بك لست على طبيعتك. |
Sen kendinde değilsin! Yüzük! Sorun yüzükte! | Open Subtitles | لست على طبيعتك بسبب الخاتم، إنه الخاتم |
Bak, kendinde değilsin. | Open Subtitles | إنك لست على طبيعتك |
kendinde değilsin. | Open Subtitles | لست على طبيعتك. |
- kendinde değilsin. | Open Subtitles | أنتَ لست على طبيعتك |
kendinde değilsin. | Open Subtitles | أنت لست على طبيعتك |
- kendinde değilsin. | Open Subtitles | - سحقاً ! -أنت لست على طبيعتك |
kendinde değilsin Allanon. | Open Subtitles | إنك لست على طبيعتك يا (ألانون). |
kendinde değilsin. | Open Subtitles | لست على طبيعتك |
- Clark, kendinde değilsin sen. | Open Subtitles | (كلارك)، أنت لست على طبيعتك |
kendinde değilsin. | Open Subtitles | (أوليفر)، لست على طبيعتك. |
Derrick, kendinde değilsin. | Open Subtitles | (لست على طبيعتك يا(ديريك |