"لست مضطرة" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilsin
        
    • gerek yok
        
    • zorunda değilim
        
    • mecbur değilsin
        
    • zorunda değilsiniz
        
    • gerekmiyor
        
    • gerek yoktu
        
    • zorunda olmadığım
        
    Bana güvenmek zorunda değilsin. Ama sana güvendiğimden kesin eminim. Open Subtitles لست مضطرة للثقة فيّ، لكنّي أعلم يقينًا أنّي أثق بك
    Çünkü koşmak zorunda değilsin. İstersen şurada biraz kestirebilirsin. Open Subtitles أنت لست مضطرة لذلك لأنه يمكنك أخذ غفوة هنا الآن
    Eğer istemiyorsan, dışarı çıkmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مضطرة لتأتي معنا اذا كنت لا تريدين ذلك
    Bu evdeki her şeyin yarısı benim, kapı çalmama gerek yok. Open Subtitles أملك نصف الأشياء في هذا المكان ، لست مضطرة أن أطرق
    Ondan bahsetmene gerek yok. Balon çocuktan haberim var. Open Subtitles لست مضطرة لذكر فتى الفقاعة، أعرف أمر فتى الفقاعة
    Parayı sağlamak zorunda değilim, çünkü artık sen bana hiçbir şey yapamazsın. Open Subtitles لست مضطرة للحصول عليه لأنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن
    En azından artık o kötü gazını koklamak zorunda değilsin. Open Subtitles على الاقل انتي الان لست مضطرة لتشمي رائحة غازها بعد الان كاثرين
    Burayı ya da beni sevmek zorunda değilsin Open Subtitles لست مضطرة لأن تحبيني أو أن تحبي المكان هنا
    Ve sen de bundan bahsetmek zorunda değilsin. Open Subtitles لكنه أمر لا يخصني و لست مضطرة للتحدث عنه
    Carrie, istemiyorsan yapmak zorunda değilsin. İstiyorum. Open Subtitles لست مضطرة لفعل ذلك كاري ان لم تكوني ترغبين
    Artık burada çalışmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مضطرة للعمل في هذا المكان أكثر من ذلك
    İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مضطرة لفعل اي شيء لا تريدين ان تفعليه
    Üstümü çıkarmama gerek yok, Ama yinede yapacağım. Open Subtitles لست مضطرة لخلع قميصي، لكنني أفعل على أية حال
    Büyüyünce de moda tasarımcısı olabilirim. Hemen yarın olmama gerek yok. Hayır. Open Subtitles أعنى أنه بإمكانى أن أصبح مصممة أزياء عندما أكبر فأنا لست مضطرة أن أصبح كذلك قريباً
    Benim bunları bilmem gerek yok çünkü Showtime'da bir dolu boks uzmanı var. Open Subtitles لست مضطرة لمعرفة أي شيء بهذا الخصوص لأن شبكة الشوتايم، لديها أسطول من الخبراء
    Neden? Kontrol etmene gerek yok. Keşke kontrolü biraz bırakabilsen. Open Subtitles أنت لست مضطرة لذلك أتمنى أن تفقدى منها أكثر
    Seni görmek için bu kadar beklememe gerek yok. Open Subtitles لست مضطرة إلى الإمتناع عن رؤيتك طوال هذه الفترة
    Bunlar benim insanlarım. Şu an evimdeyim. Kontes'i oynamak zorunda değilim. Open Subtitles هؤلاء هم ناسي ، انا في وطني الآن لست مضطرة إلى لعب دور الكونتيسة
    Sana hesap vermek zorunda değilim Carrie. Yap gitsin. Open Subtitles لست مضطرة لشرح لك شيء لك فقط افعلي ما امرتكِ به
    Lucas'la odaları değiştirdim. Ben de yerde uyumak zorunda değilim, değil mi? Open Subtitles لقد بدلت الغرف مع لوكاس ، و بالتالى فأنا لست مضطرة أن أنام على الأرض ، أليس كذلك ؟
    Tamam, zarları bana ver. Eve git. Oynamaya mecbur değilsin. Open Subtitles فقط إعطني النرد و إذهبي إلى بيتك، أنت لست مضطرة للعب
    Hayır, tacizcilerin evine gitmek zorunda değilsiniz. Open Subtitles كلا لست مضطرة للذهاب الى منزل المعتدي الجنسي
    Bak, gelmen gerekmiyor, tamam mı? Yani, her şeyi unutabilirsin. Sadece unut, tamam mı? Open Subtitles لست مضطرة إلى الذهاب, يمكننا أن ننسى كل شيء, حسناً؟
    Bisikletini getirdim. gerek yoktu. Billy'e gidip, kendim alırdım. Open Subtitles لست مضطرة لعمل هذا، كنت سأذهب إلى بيلي لأستردها بنفسي
    Hayatımda kimseye hesabını vermek zorunda olmadığım tek şey-- sadece bana ait birşey. Open Subtitles الشيء الوحيد في حياتي لست مضطرة لافسره لأحد انه لي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus