Senin yaptığın cinayet silahı tarifine uyuyor. | Open Subtitles | هذا يطابق أوصافك لسلاح الجريمة أنظري إلى هذا |
Bu, cinayet silahı için tesisleri arama izni. | Open Subtitles | هذا هو إذن للبحث عن أماكن العمل. لسلاح الجريمة. |
cinayet silahının geminin herhangi bir yerinde olduğuna dair bir işaret yok. | Open Subtitles | أي أثر لسلاح الجريمة على متن القارب و لا نتائج إيجابية لفحص بقايا الرصاص |
Emin olmak için cinayet silahının balistik raporunu beklemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتحقق متى سوف تنتهي معاينة قذيفة لسلاح الجريمة. |
Senin yeteneklerine ve tecrübene sahip birisi cinayet silahını, cinayet mahallinden... birkaç yüz metre öteye atacak kadar dikkatsiz davranmaz. | Open Subtitles | أي رجل بخبرتك لن يكون مهمل برميه لسلاح الجريمة على بعض مئات الياردات من مسرح الجريمة |
9 mm. cinayet silahıyla aynı kalibre. | Open Subtitles | عيار 9 مللم... إنه نفس العيار المطابق لسلاح الجريمة. |
En son çalıştığımız davada, cinayet aleti ve katilin tanımını vermişti, ama ben ona pek güvenmedim. | Open Subtitles | عملنا معاً في أخر قضية و زودتنا بوصف لسلاح الجريمة و للقاتل و لكنني لم أمنحها الثقة الكاملة |
Öyleyse çene kemiğinin bir kalıbını çıkarayım ve bu izlere uyacak bir cinayet silahı aramaya koyulayım. | Open Subtitles | إذاً , سأحتاج إلى عظمة فكه لتشكيل قالب لسلاح الجريمة لأرى إن كان بوسعي مطابقة سلاح جريمة محتمل من هذه العلامات |
Ve bu da, cinayet silahı "varsayılan", baltanın sapı. | Open Subtitles | الآن، هذه هي ملابس الضحيّة وهذا هو مقبض الفأس لسلاح الجريمة المفترض |
Parmak izi, DNA ve cinayet silahı yok. | Open Subtitles | لا وجود لبصمات، أو حمض نووي ولا وجود لسلاح الجريمة |
cinayet silahı ve delil zincirinin altını eşeliyor. | Open Subtitles | كان يبحث بشأن سلسة الهيئات الحاضنة لسلاح الجريمة |
Bu cinayet silahı ile tamamen uyuşuyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذا يبدو مطابقا بشكل جيد لسلاح الجريمة |
Peki ya cinayet silahının bir tarafı balta bir tarafı örneğin bir dar, sivri uçlu demirse? | Open Subtitles | ماذا لو كان لسلاح الجريمة فأس على طرفه ودبوس ضيق على جانب آخر |
Cevap istiyorum! Hill'in evinde bulunan cinayet silahının seri numarasını tarıyordum. | Open Subtitles | تفقدت الرقم التسلسلي لسلاح الجريمة |
Yani cinayet silahının bir ucu alt kaburgalardan vücuda girmiş diğer ucu ise kaburgaları yukarı doğru çıkarmış. | Open Subtitles | إذاً دفع الطرف الأول لسلاح الجريمة الأضلاع السفلى داخل الجسم... بينما أخرج الطرف الآخر الأضلاع العلوية. |
Enskede'deki cinayet silahının sahibi. | Open Subtitles | المالك لسلاح الجريمة في "إنسكيدي" |
Rachel Knox'un röntgenlerini yeniden inceliyorum umarım, cinayet silahını bulacağım. | Open Subtitles | أنا أعيد فحص صور الاشعة السينيةالخاصة بـ(راتشيل) آملة العثور على دليل لسلاح الجريمة |
Victoria cinayet silahını satın aldığı konusunda tuzak kurmak için. | Open Subtitles | لأن نلفّق لـ(فيكتوريا) شرائها لسلاح الجريمة |
Caldwell'in dairesinde ve arabasında cinayet silahıyla ilgili bir iz bulunmadı. | Open Subtitles | لا يوجد اثر لسلاح الجريمة "في شقة "كالدويل . أو في سيارته |
Senin tornavidan, cinayet silahıyla oldukça uyumlu. | Open Subtitles | مفكّك مطابق لسلاح الجريمة |
- ...cinayet silahıyla eşleştirdik. | Open Subtitles | هو تطابق تام لسلاح الجريمة |
Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu. Mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنه أمر سيء له ولكن جيد لنا على الأرجح الفطر أنتقل لسلاح الجريمة |