araba çalıp onu Chandigarh'a verebiliyorsam o zaman onu geri alabilirim de. | Open Subtitles | لو أنه يمكن لسيارة مسروقة أن تصل إلى تشانديغرا.. فيمكن إعادتها أيضاً؟ |
Evet, araba onu ezmeden kısa bir süre önce bozulmuş olmalı. | Open Subtitles | نعم, يجب ان يكون توفى بعد وقت قصير من صدمته لسيارة. |
Aslına bakarsan bir arabaya ihtiyacım var. Tanıdığın birileri varsa... | Open Subtitles | فى الحقيقة أنا بحاجة لسيارة لو تعرفين أى شخص لـ |
Ama polisler arabadan arabaya ateş etmezler, sadece haydutlar eder, değil mi? | Open Subtitles | لكن الشرطة لا تطلق النار من سيارة لسيارة فقط الأشرار يفعلون ذلك |
Bir gün sabahın 4'ünde arabanın ön camından uçtum, ve umrumda bile olmadı. | Open Subtitles | لقد أصطدمتُ بالزجاجة الأمامية لسيارة في الرابع صباحاً و لم أكترث لهذا الشيء. |
Galiba o çocuğa, kızımızı arabasının arka koltuğuna atmasını söyledim. | Open Subtitles | أعتقد أنني قلت لذلك الولد أن يغازل بنتنا في المقعد الخلفي لسيارة |
Sadece silahını ateşlemek için kocanızın arabasına tırmanırken yüzüğe zarar verdiniz. | Open Subtitles | لقد قمتِ بكسرهِ عندما صعدت لسيارة زوجكِ لتطلقي النار من مسدسه |
Merkez, acilen tıbbi bir araç gönderin. | Open Subtitles | حالة طارئة .. أنا بحاجة لسيارة إسعاف بسرعة |
araba çalan biri gidip de polislerle konuşmaz. | Open Subtitles | لن تذهب لتنتحب لدى الشرطة بعد سرقتك لسيارة |
Niyetim bu değildi. Eski bir araba enkazında yaşayan aptal bir çocuğun tekisin. | Open Subtitles | أنت مجرد فتي غبي يعيش في حطام قديم لسيارة |
Eski bir araba enkazında yaşayan aptal bir çocuğun tekiyim ben. | Open Subtitles | أنا مجرد طفل غبي يعيش في حطام قديم لسيارة |
Sadece getireceğim şey için paraya ve gitmek için arabaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكني بحاجة لسيارة للوصول إلى الحفلة وبعض المال لشراء الشيء الذي سأحضره |
Normal bir vücut için yapılmış bir arabaya uyacak mıyım diye bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أتحقق أن كنت أصلح لسيارة مصممة للأجساد الطبيعية |
Hadi ama bir arabaya ihtiyacı var, ve kiralama şartları çok makul. | Open Subtitles | بربّك، إنها بحاجة لسيارة وشروط التأجير معقولة جداً |
Savaşı arabanın arka koltuğunda ölmek için kaybetmedim. | Open Subtitles | لم أخسر الحرب لأموت في المقعد الخلفي لسيارة |
Kocaman, ikinci el arabanın üstüne çıkmış, sivilceli suratlı bir delikanlı kornayı çalıp geçiyor. | Open Subtitles | بوق من شاب, ذو وجه مشحم ومغطى بالحبوب ويجلس على عجلة لسيارة مهرتقة. |
Charlie, polis arabasının ön koltuğunda üç polis kıyafeti giymiş adam oturamaz. | Open Subtitles | تشارلي لا يمكن لثلاثة رجال يرتدون لبس الشرطة ان يجلسوا في المقعد الامامي لسيارة الشرطة |
-Arabaya zırhlı araçta girecek. -Sonra teslimat arabasına konacak. | Open Subtitles | ثمّ تنتقل بسيارة مصفحة إلى حيث تُحول لسيارة التسليم |
Şu an izlemekte olduğunuz şey polis tarafından kovalanan, çalıntı olduğu anlaşılan bir araç. | Open Subtitles | ما تشاهدوه الأن مشهد حى من مطارة لسيارة يبدو أنها مسروقة وتطارد من خلال الشرطة |
Eğer tekrar siz küçük züppelerin, bir motosiklete ya da araca gülümseyerek baktığınızı ... görürsem çocuk mocuk dinlemem.. | Open Subtitles | إن رأيت أحدكم يبتسم فحسب لسيارة مجددا لن يقف أمام محكمة الأحداث لا ، بل سيقف أمام أفرادي |
Karımın arabasını almayı denedim. | Open Subtitles | حاولت الوصول لسيارة زوجتي لكنها مع صهرها |
Eskiden, bir yarış arabası sahibi, ekip şefi ve sürücü koçuydum. Aslında her ne kadar beklediğiniz seviyede olmasa da. | TED | لقد كنت مالكا لسيارة سباق في الماضي، رئيس طاقم ومدرب لقيادة السيارات، ولكن ربما على مستوى أقل من ما تتوقعونه حالياً. |
arabayı park ederken kazara birinin yan aynasını kırdım. | Open Subtitles | بالمصادفة لأنني قمت بكسر المرآة الجانبية لسيارة شخص ما بسيارتنا لذلك اردت دفع نقودها بنفسي كان يجب أن تأتي إلي |
Geçen hafta bir kızı babasının arabasında beceriyordum. | Open Subtitles | الأسبوع الماضى فعلتها مع تلك الفتاة فى المقعد الخلفى لسيارة والدها |
Bir Amerikan federal ajanının nakliye aracına eşlik ettiği bilgisi var. | Open Subtitles | يشير تقرير الشرطة إلى عميلا فدراليا أمريكيا .كان مرافقا لسيارة النقل |
Lastiğin nasıl göründüğünü biliyoruz, aracın değil. | Open Subtitles | نحنُ نعرف أن الإطار يبدو وكأنه ليس لسيارة |
Jerry Middleton vurulduğunda nişancının aracını net göremiyormuş. | Open Subtitles | لا يبدو أن جيرى ميتدلتون كان لديه رؤية واضحة لسيارة القناص عندما أُطلق عليه النار |