İşte bu, o problemi çözüyor. Aynı şeye baktığı sürece negatife düşüp genliği artan bir Gauss alışma fonksiyonu. | TED | حسناً، هذا يتخلص من ذلك الشئ، بسبب التعوّد الغاوسوني الذي يأخذ السالب، ويتكثّف أكثر وأكثر بينما ينظر لشئ واحد. |
Evet. Büyüyünce kendiliğinden düşecek geçici bir şeye ihtiyacım var sadece. | Open Subtitles | نعم , لكننى أحتاج لشئ مؤقت ينكسر و يقع عندما ينمو |
Öyleyse bu gerçek olamaz, çünkü o tür şeyler yoktur. Bu... | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون حقيقياً إذن لأنه لا وجود لشئ كهذا |
Ama azıcık bile olsa yavaşlayacak olursak ve bir şeyler Merkez'in dikkatini çekerse... | Open Subtitles | ولكن ان تهاودنا هنا , ولو لشئ بسيط وانتظرنا المركز قد يرى شئ |
İstediğiniz her şeyi söylerim. Ama karşılığında Bir şey istiyorum. | Open Subtitles | سأخبرك بكل ما تريد لكنني بحاجه لشئ ما في المقابل |
Kendimi savunmasız hissediyorum ve bir şeylere neden olabilirim diye etrafında olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنني أشعر بالضعف و لا أريد أن أكون معك لأنه قد يؤدي لشئ |
O birşeyler çeviriyor ve sen de güzel, kara sevdalı bir kukla gibi buna alet oluyorsun. | Open Subtitles | انها تخطط لشئ ما الأن , و انت وقعت بخها جيداً . كأنك دمية ولهانة الي حد ما |
Burada Shakespeare şeye, yani Juliet'e, başka bir şeyin ismini verir: güneşin. | TED | هنا شكسبير يعطي الشئ، جولييت، اسم يعود لشئ اخر، الشمس. |
Beni neden tutuklayacaklar? Yani burası İngiltere! İnsanı yapmadığı Bir şey için tutuklamaz ya da mahkum etmezler. | Open Subtitles | هذه اٍنجلترا ، لا يمكن أن يقبض عليك أو تتهم لشئ لم تفعله |
Bu kolaylıkla kavranabilecek Bir şey değil gibi, ama bu noktada sizden başka bir şeyi daha düşünmenizi isteyeceğim: bilgisayarlar. | TED | ربما لا تتوافق هذه الفكرة مع المنطق ولكن دعني انتقل بك لشئ تعرفه جيدا ، وهو الحاسب الآلي |
Bu sınırı geçerseniz yanlış anlaşılma başka bir şeye dönüşür. | Open Subtitles | إن عبرت هذه الحدود فننتقل من سوء الفهم لشئ آخر |
Ve bir tanesi havuç soyacağı adlı küçük şeye dönüştü. | Open Subtitles | وواحدة من هذة الافكار تحولت لشئ صغير يسمى قشارة الجزر |
Burada Elvis, Aristo'nun klasik metafor tanımına uyuyor: bir şeye aslında başka bir şeye ait olan bir ismi verme süreci. | TED | في هذه الاغنية، الفيس يحذو حذو تعبير أرسطو الكلاسيكي عن المجاز و هو عملية اعطاء الشئ اسم تابع لشئ اخر. |
Şimdi etkilenenen bu insanlar bizim bir şeyler üstünde olduğumuzu anlamışlardı. | TED | لا عجب ققد اثر ذلك على بعض الناس ان يظنوا باننا نجهز لشئ ما. |
Para, düzen ve asayiş gibi şeyler için gereklidir. | TED | هناك حاجة للأموال لشئ بسيط كحفظ القانون والنظام. |
Eh, birinin anlatması gerekiyor. Bir şeyler için gelmiş olmalısınız. | Open Subtitles | حسنا يجب أن يخبرنى أحد لأنه من المؤكد أنكم أتيتم لشئ ما |
Ne zaman aklıma pis bir düşünce gelse başka Bir şey düşünüyorum. | Open Subtitles | كل مره أفكر فى شئ سئ انا فقط احول تفكيرى لشئ آخر |
Denizde olduğu için de, denizciliğe ait Bir şey uygun olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | وهو فى البحر .. لذلك أتطلع لشئ مع مضمون بحرى قد يكون مناسب |
Kendimizden daha büyük şeylere ait olduğumuzu ve yalnız olmadığımızı anlatan bir görüntü. | Open Subtitles | رؤية تخبرنا اننا ننتمى لشئ عظيم أعظم من أنفسنا أننا لسنا وحدنا |
birşeyler çeviriyorlar. ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | من المستحيل أن تكون هذه صدفة انهم يخططون لشئ |
Ancak bir şeye başka bir şeyin ismini verdiğimizde beraberinde tüm bir benzetme ağını da ona atfetmiş oluruz. | TED | و لكن حينما نعطي شئ ما اسم يعود لشئ اخر، نعطيه ايضاً شبكة متكاملة من التشبيهات. |
Sebep olmadığım Bir şey için azar işitmek istemiyorum sadece. | Open Subtitles | فقط , أنت لا تريد أخذ هذا الأعتقاد لشئ ما , أنا لست السبب |
Olmayacak bir şeyi, hayal ederek elde edemiyorsun. | Open Subtitles | . لا تستطيعين التمسك بالأمنيات لشئ لن يحدث |
Çocukların öğretebiliyor olması inanılmaz birşey. | TED | إنه لشئ مذهل كم يستطيع الأطفال أن يعلموا |
Yani bizim keşif uçağımız, şu anda 40 yıl önce yok olması gereken bir şeylerin resmini çekiyor. | Open Subtitles | طائراتنا الإستطلاعية إلتقطت صور لشئ لم يعد موجوداً منذ أكثر من 40 سنة |