Çok özel etkileri var, bu nedenle önemli bir şey için saklıyorum. | Open Subtitles | لديها مميزات خاصة, لذا كنت أحتفظ بها لشيء مهم |
Çok önemli bir şey için. | Open Subtitles | هو الحال بالنسبة لشيء مهم حقا. |
Her neyse, ben seni buraya önemli bir şey için çağırdım. | Open Subtitles | على أي حال, لقد دعوتك هنا لشيء مهم. |
Eski arkadaşların tüm farklılıklarıyla yanında otururması ve... önemli birşey için bir araya toplanmak hoş. | Open Subtitles | من الجيد ان ينسى افراد العصابة مشاكلهم ويجتمعون مجدداً لشيء مهم |
Çok önemli birşey için kullanacağım. | Open Subtitles | سأستعملها لشيء مهم جدا |
Bu yıl gerçekten önemli bir şeyler yapmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | انا فقط بحاجه إليه لشيء مهم احاول ان اقوم به هذي السنه |
Sadece annem var ama önemli bir şey olmadıkça onu uyandırmam. | Open Subtitles | أمّي فحسب، لكن لن أوقظها -إلا لشيء مهم . |
Çok önemli bir şey için bir dakikanı alabilir miyim? | Open Subtitles | هل لديك دقيقة لشيء مهم جداً؟ |
Onları öyle bir şekilde resmedeyim ki ileride torunları baktığında şöyle desinler istedim: "Vay be. Dedem, Beyoncé kadar havalıymış." Bu gerçekten önemli bir şey. | TED | أريد فقط أن أصورهم بطريقة تجعل أحفادهم ينظرون لأجدادهم بحيث يكونوا مثل "اوه، جدي كان رائعًا كبيونسيه" (ضحك) إنه لشيء مهم حقا. |
önemli bir şeyler aramış olmalı. | Open Subtitles | - كان لابد لشيء مهم. |
Turing önemli bir şeyler saklı... | Open Subtitles | ...(تورينج) يخطط لشيء مهم |