Seni seviyorum, Bay Karga ama kanatların iyileşinceye kadar bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | ..انا احبك سيد غراب لكن الى ان تتحسن جناحيك فهذا لصالحك |
Ama benim için satın almanı istemiyorum. Bu senin kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | لكن لا أريدك أن تشتريني لأجلي أنا، بل إنّه لصالحك. |
Çocuk sahibi olma zamanı neredeyse geçmiş olması senin lehine. | Open Subtitles | حسنًا، لقد انتهيت من فترة وضع الأطفال يأتي هذا لصالحك |
Git ve zamanı lehine kullan. | Open Subtitles | الأخيرة حسنا . أذهب للمدرسة و استغل الوقت لصالحك |
Ondan sonra haftalık iki bin dolara Senin için çalışırıım. | Open Subtitles | الآن بعد ذلك، لابأس، سأعمل لصالحك .مقابل 2000 دولار أسبوعيّاً |
Bak, bazen insanların Senin için en uygun gördüğü şeyler aslında Senin için en iyisi değildir. | Open Subtitles | مايعتقد الناس أحياناً أنه لصالحك لا يكون كذلك حقاً |
Dogaki bize burada kalıp sizin için çalışmamızı emretti. | Open Subtitles | لقد طلب مِنَّا دوجاك أن نبقى و نعمل لصالحك |
Bak, onunla gönül eğlendirme derdinde olmadığını biliyorum ama inan bana, bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | أعرف أنها ليست النوع التي تحب إطلاقه بعد الحصول عليه لكن ثق بي، ذلك لصالحك |
Unutma, her ne kadar acı verse de, bunların hepsi senin iyiliğin için. | Open Subtitles | وتذكر، مهما كان الأمر مؤلماً هذا لصالحك أنت |
Ciddiyim ama ben. Kendi iyiliğin için bu harcama konusunda biraz frene basman gerekiyor. | Open Subtitles | أنا جادٌ، يجبُ أن تُبطئ من الإنفاق لصالحك. |
Yazgını senin iyiliğin için değiştirmeleri konusunda tanrıları ikna etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تقنع الآلهة بأن تبدّل الأحرف الرونية. حتى يعملون لصالحك. |
Bana inan Spencer, bunu senin iyiliğin için yapıyorum. | Open Subtitles | صدقني سبنسر، انا افعل هذا لصالحك |
Olay aslında rakibinin saldırısını kendi lehine çevirebilmek. | Open Subtitles | أترى ، الأمر يتلخص في استخدام عدوانية الخصم لصالحك |
İyi bir medyumu belli eden şey, doğaçlama yapabilme yeteneğidir eline geçen şeyleri lehine kullanabilmeyi bilmesidir. | Open Subtitles | علامة الوسيط الروحاني الجيّد هو القدرة على الإرتجال للإستخدام لصالحك مهما كان ما يأتي في متناول اليد |
Tanrıları, rünleri değiştirmeleri için ikna etmelisin ki her şey senin lehine işlesin. | Open Subtitles | يجب أن تقنع الآلهة بأن تبدّل الأحرف الرونية. حتى يعملون لصالحك. |
İşlerin ne zaman lehine dönüşeceğini asla bilemiyorsun. | Open Subtitles | فإنك لاتعرف متى تنقلب الأمور لصالحك فجأةً |
Ondan sonra evet, Senin için çalışırım haftalık 2000 dolara. | Open Subtitles | الآن بعد ذلك، لابأس، سأعمل لصالحك .مقابل 2000 دولار أسبوعيّاً |
Senin için çalışmıyorum, seni sevmiyorum ve güvenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا اعمل لصالحك ، ولا أحبك ولا اثق بك |
En iyisi bizimle gel. | Open Subtitles | وهذا كان لصالحك. فلأفضل لك الذهاب معنا. |
Efendim, lütfen dinleyin. Tek istediğim sizin için oynamak. | Open Subtitles | سيدى, إستمع من فضلك كل ما أريد فعله هو أن ألعب لصالحك |
Gerçekleri, kendi lehinize kıvırma yeteneğinizdir. | Open Subtitles | هي قدرتك على تحريف حقائق الموقف لتصبح لصالحك |
New York Borsası'nın en büyük üçkâğıtçısı ile çalışmış olman sana avantaj sağlayabilir. | Open Subtitles | حسناً ، لقد عملت لصالح اكبر نصاب في وول ستريت ربما سيكون ذلك لصالحك |
Peki, tutkunun senin yararına olacağı belli. ve oyunculuk dersi almanda yardımcı olacaktır. | Open Subtitles | حسن, عاطفتك ستكون لصالحك بكلّ تأكيد ودروس التمثيل قد تساعدك على هذا. |
Ayrıca, eğer senden bir şey saklıyorsa, belki de bu senin iyiliğin içindir. | Open Subtitles | أضف إلى ذلك ، إذا كانت تخفي شيئاً عنكِ فقد يكون ذلك لصالحك |