| Bu da demek oluyor ki paranın nereden geldiğine bakılmaksızın şirket için çalışıyordu. | Open Subtitles | والذي يعني انه كان يعمل لصالح الشركة وبغض النظر عن مصدر الاموال ..... |
| Orası öyle, şirket için çalışmanın bazı avantajları vardı. | Open Subtitles | أعترف بأنه كانت هناك مزايا للعمل لصالح الشركة |
| Bay Beale bir siber güvenlik uzmanı ve dün borsanın sistem denetlemesini yapan şirket için çalışıyor. | Open Subtitles | السيد بيل خبير في الأمن الإلكتروني وهو يعمل لصالح الشركة التي راجعت علي أنظمه البورصة أمس |
| Ben o şirket için çalışıyorum arkadaş. | Open Subtitles | أنا أعمل لصالح الشركة إنها حياتي |
| Baban da aynı şirket için çalışmış sonuçta. | Open Subtitles | و كذلك عمل والدكَ لصالح الشركة عينها |
| Girişim ve hatırı sayılır işleri kenara çekildiğine göre azaltıma gitmek şirket için en iyisi. | Open Subtitles | حسناً، بعد خروج (المُبادرة)، وأعمالهم الهائلة من الصورة. فتقليل حجم أعمالنا سيكون لصالح الشركة. |
| Ben her şeyi şirket için yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل هذا لصالح الشركة. |
| Susan'ın denemesinden önce Hemşire Cathy rakip şirket için çalışıyormuş. | Open Subtitles | قبل تجربة سوزان كانت الممرضة ( كاثي) تعمل لصالح الشركة المنافسة |
| şirket için çalışmanın faydaları. | Open Subtitles | ميزة العمل لصالح الشركة |