Keşke bunu yapmak için limon öldürmeleri gerekmeseydi. | Open Subtitles | لصنعه الليمون بعض قتل علي أنني يؤسفني فقط |
Bunu yapmak için bahçe hortumunu kullanırdı. | Open Subtitles | قالت انها تستخدم خرطوم مياه الحديقة لصنعه. |
Geyik pankreası ve boynuz kabuğu, bu ilacı yapmak için gereken iki önemli bileşendir. | Open Subtitles | بنكرياس الأيّل، وقرونها المخمليّة هما المكونان الأسسيّان . الّذان تحتاجهما لصنعه |
Bunu yapmak için bahçe hortumunu kullanırdı. | Open Subtitles | قالت انها تستخدم خرطوم مياه الحديقة لصنعه. |
Pençelerini yapmak için pirinç kullandım | Open Subtitles | ومخلبا استخدمت الأرز لصنعه |
Elmas da onu yapmak için ihtiyacım olan şey. | Open Subtitles | والماسة ستعينني لصنعه. |