Dedi tecavüzcü kurbanına. Bu çok gücendirici. | Open Subtitles | هذا ما قاله المغتصب لضحيته هذه إهانة بالغة |
Ve yeni kurbanına ulaşmadan onu yakalayalım. | Open Subtitles | و القبض عليه قبل أن يصل لضحيته القادمه |
Biri son kurbanına ait. | Open Subtitles | واحدة منها لضحيته الاخيرة |
Karındeşen Jack, yazdığı bir mektupta sonraki kurbanının kulak memesini keseceğini anlatıyordu. | Open Subtitles | في احدى رسائل التواصل خاصته جاك السفاح وعد ان يزيل شحمة الأذن لضحيته القادمة |
Bay Barnes sadece son kurbanının iç çamaşırını çalmış... ve kadın şu anki kurbanlara benzer şekilde dövülmüş. | Open Subtitles | هو ان السيد بارنز قام بسرقة الملابس الداخلية لضحيته الاخيرة و لقد ضربت بنفس الطريقة كبقية الضحايا لدينا |
Nasıl bir katil kurbanının bilinçsiz, içgüdüsel çabasını onu bir insan tablosuna dikerek tasvir etme yoluna gider? | Open Subtitles | أي نوع من القتلة يسعى لتصوير المعاناة الغريزية غير الواعية لضحيته عن طريق حياكته داخل جداريته البشرية؟ |
Yani zanlı ilk cinayetinde korktu, ardından iki saat sonra ikinci kurbanını bulduğunda, kendine olan güveni aniden gelişti. | Open Subtitles | اذن الجاني كان خائفا عند اول جريمة قتل ثم بعد ساعتين عندما وصل لضحيته الثانية تطورت ثقته فجأة |
Katil sıradaki kurbanını ararken biz burada oyalanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتصرف بحذر هنا بينما القاتل يترصد لضحيته التالية |
-- ve ardından da bir sonraki kurbanına geçti. | Open Subtitles | ومن ثم استمر لضحيته التالية |
kurbanının yaşamasını istemiş. | Open Subtitles | لقد أراد لضحيته أن تنجو |
Komiserim, Steven Rose bir sonraki kurbanının peşinde olabilir ve içeri girmezsek kim olduğunu öğrenemeyeceğiz! | Open Subtitles | يا رئيس، إن (ستيفن روز) قد يكون بطريقه الآن لضحيته التالية ولن نعرف هويتها إلا إن دخلنا لهناك |